Nasıl mutlu oldum bilemezsiniz.. Hayır, keyfimin seçim sonuçlarıyla alakası yok. Seçim sona erdi ya!.. Ona mutluyum ben.. Oh be!..
İnanın tek istediğim şey oydu.. Hayatımda belki de ilk defa, kimin kazanacağını, kazandığını merak etmeden bir seçimin bitmesini istedim.. "Bitsin yeter" dedim içimden..
Pazar sabahı gittim oyumu kullandım.. Sonra arkadaşlarla buluştuk, Kuruçeşme Meyve Bahçesi'ne gittik yeniden. Geçen pazardan tadı damağımızda kalmıştı.
10 yıldır Beşiktaş'a çok şeyler kazandıran İsmail Ünal, büyük bir vefasızlığa uğramış, aday bile gösterilmemişti.
İlçemize kazandırdığı bu dünyalar şirini parkta, onunla vedalaşacaktık.
Tefo da gitarını getirmişti gene.. Ama en güzel müziği yemyeşil çimenler üzerinde koşuşan çocukların çığlıkları yapıyordu. Hafif yamaca tırmanıyorlar, sonra kendilerini bırakıyorlardı aşağı.. Yuvarlana yuvarlana.. Nasıl keyifli bir oyundu bu..
Çimler arasındaki cüce ağaçlarda kocaman kocaman portakallar gördüm.. Bre aman.. Bu ne doğa mucizesidir böyle.. Bu mevsimde, İstanbul'da, 1.5 metre boyunda ağaçta portakal..
Meğer, bize o harika kahvaltıyı hazırlayan kafenin şefi, çocuklara sürpriz yapmış. O portakalları dallar arasına sıkıştırmış..
"Hadi, koparın" dedi çocuklara.. "O portakallar sizin.. Koparın.."
Nasıl coştular.. Ellerinde portakallar.. Tepeden yuvarlanan portakallar.. Portakalın arkasından yuvarlanan çocuklar..
İşte "Yarın" bu!..
Kahvaltıdan eve.. Gazetelerimi yaydım.. Saat altıya kadar.. O saatte seçim yasağı bitiyor, sinemaların izni başlıyor. Attım kendimi İstinye Park'a.. Keyifli bir film izledim.. Önünde siyasal reklamlar olmayan.. Eve döndüm tekrar, dokuz buçuk gibi.. Televizyonu açmadım bile.. İnanın açmadım.. Kalan gazetelerimi okudum.. Sonra yatağa.. Saatler bir saat ileri alınıyor ya.. Yarın bir saat erken kalkacağız. O zaman bir saat erken yatmam lazım ki, pazartesi sabahı yorgun olmayalım..
Seçim sonuçlarının "S"sinden haberdar olmadan uyudum..
Sabah sekizde uyandığımda, ilk defa dokundum, televizyonun kumandasına..
Her şey bitmiş, her şey belli olmuştu..
"Böyle olacağı belliydi zaten" dedim ve kalktım işe geldim..
Bugünlük yazacağım bu kadar.. Tüm gazeteler seçim sonuçlarına ve sonuçların yorumlarına boğulmuşken, bu köşeyi bu ülkenin bugün en çok ihtiyacı olan şeye, sükunete ayıracağım..
Aslında günümüzde, kimsenin başkasının fikrine fazla ihtiyacı yok. Herkes sakin olabildiği ölçüde gerçeği, en azından kendi gerçeğini görebilme imkanlarına sahip..
Bir günlük seçimden, siyasetten uzak kalsak, kalabilsek ne kaybederiz ki.. Nasılsa bol bol vaktimiz olacak gelecek günlerde.. Hem gelecek günlerde daha da doğru, daha da gerçekçi olabileceğiz..
O zaman benim yaptığımı tavsiye ederim hepinize..
Bir günlük bayram..
"Oh be, seçim bitti" bayramı!..