"Sevgi ve özlemle anıyoruz" diyordu, Hürriyet'teki ilan.. "Çocukları ve torunları" imzası ile.. Haberimiz olsa, yüzlerce imza daha eklenirdi altına.. "Öğrencileri" diye..
Anılan Sadun Aren çünkü.. Bizim yılların Mülkiyesi'nin en sevilen hocalarından.. dı..
Ne Mülkiye'ydi o.. Her hocası ayrı efsane.. Ama Sadun Hoca başkaydı.. Hem yepyeni, devrimci fikirleri ile ülkenin kanaat önderlerinden biriydi, hem de tüllabın, yani biz öğrencilerin sevgilisi.. Sadun Hoca solcuydu, ama sağcılar da severdi onu.. Adamdı çünkü.. Bize de adam olmayı öğretirdi, iktisattan önce..
Ne oldu o efsane hocalar, ne oldu o Mülkiye..
Nerde Kemal Fikretler, Fahir Armaoğulları, Bahri Savcılar, Cahit Talaslar.. Say sayabildiğin kadar.. Yazsam telefon rehberi olur burası..
Birini biliyorum. Her çarşamba da elini öpüyorum. Besim Üstünel.. Aslan gibi.. Her çarşamba Boğaziçi Albert Long Hall'e geliyor eşiyle.. Konser dinliyor..
"Mülkiye!.. Hey!.." diye bağırırdık o günlerde..
Şimdi "Hey gidi günler hey" diye iç fısıldaşması..