Ne zaman sergiye gideceğimi söylesem Yasemin yemin verdirir, bir şey almayacağıma dair.. Çünkü evde de, ofiste de duvarlarda santim yok. Duvara dayalı rotasyon bekleyen tablolar da yığınla.. Gene de Ceylan'ın sergisinden iki tane aldım..
Duvarımda yer yok, sırtımda var da ondan..
Ne demek bu şimdi?.
Şu demek?.
Ceylan bitki ve hayvan figürlerinden oluşan tablolarını hem tuvale yapmış, hem de tişörtlere..
Ceylan imzalı iki tişörtüm var yani şimdi, Yasoş'a inat..
Ceylan, benim sevgili doktorum Hasan İnsel'in kızı.. Hep resme meraklıydı. Sonra Milano'ya gitti, sanat ve moda eğitimini geliştirmek için.. Kaç yıl geçti, döndü sonunda.. Ve bu sergisinde, resim ve modayı birleştirdi.
"Günümüzde artık gündüz giydiğiniz kılığın altına bir topuklu giyerek akşama devam edebiliyorsunuz. Tişört giymeyi çok sevdiğim için resimle, giyimi birleştirdim. Her birini elle tek tek çizdiğim için her tişört tek" diyor.
Yani, benim tişörtlerimin benzeri yok ve olmayacak..
Tişörtlerimden biri, düşen bir sonbahar yaprağı.. Ünlü, unutulmaz şarkıyı da hatırlatıyor, Nat King Cole ve Autumn Leaves, ya da Yves Montand, Les Feuilles Mortes.. O. Henry'nin unutulmaz hikayesi Son Yaprak'ı da..
Öteki bahçemde koskoca bir köşe kaplayan mor lavanta çiçekleri..
Sergi, Nişantaşı'nda, tam da Park Şamdan'ın karşısında, Macro'nun altındaki Galeri Art'ta..
Hava atmak istiyorsanız geç kalmayın.. Tişörtler bitiyor, haberiniz olsun..