"Madalya olsun da nasıl olursa olsun" kafasındaki Spor Bakanlarımızla, hele sonuncusuyla geldiğimiz yer Moskova Oyunları'nda ortaya çıktı.. Dopingliler, doping korkusundan gidemeyenler, yok olanlar yüzünden, eldeki temiz bir kaç atletle gidebildiğimiz Moskova'da bir tek finalde bile görünmeyi başaramadık..
Bir Fatih Avan vardı madalya umudumuz..
9 santimle elendi, seçmelerde.. Fatih elenirken 4 yıllık hocası İbrahim Kabal yanında yoktu.
Seçmelerden üç gün önce döndü Moskova'dan.. Çünkü vizesi yoktu. Öyle olunca en fazla bir aya kalabiliyordu Rusya'da.. Oysa Avan, oyunlar öncesi iki ay Rusya'da kampa girmişti. Bir ay sonra, girdi çıktı yapıp devam etmişlerdi. Oyunlara üç gün kala, İbrahim Kabal'ın süresi bitti. Gidip gelmesi gerekiyordu. Federasyon "Masrafa gerek yok. Gelmene de gerek yok" dediler ve Kabal'ı Türkiye'ye yolladılar.
Özellikle atma ve atlamalarda hemen pistin kenarındaki hocanın sporcusuna teknik, moral ne kadar yararlı olduğunu televizyon izleyicileri bile bilirler.
Avan üç kuruş için hocasız bırakıldı.
Turgay Demirel'den 28.5 milyon liranın hesabını soramayan Bakanın teşkilatı, Moskova- İstanbul Moskova biletini fazla gördü..
Örnek can alıcı. Bu ülkede sporun hangi kafalar tarafından ve nasıl yönetildiğini artık anlatmaya gerek var mı?. "Madalya al yeter" denen Mehmet Terzi, bizi dünyaya rezil eden doping rezaletinin üzerine gidemedi. "Kedi pisliğini örter" misali saklamaya çalıştı hep. Rezillik arşı alaya varınca, dünyada yer yerinden oynayınca da, suçu üstlenip istifa etti.
Geride bu fiyasko kaldı.. İlgisiz ve bilgisiz ve de korkak medyanın da umursamadığı fiyasko..
Olimpiyatta daha geçen yıl harikalar yaratan Türk atletleri nerde?.
Aslı, Gamze nerde?. Nevin nerde?. Elvan nerde?. Say sayabildiğin kadar.. Üst düzey atletlerden bir tek Fatih Avan'ı götürebildik, o da böyle..