Valla biz de tatile girdik galiba.. Geçen hafta sonu yığınla ek geçti elimden.. Lezzetli yazı listem çok kısa kaldı..
Milliyet Pazar'da Asu Maro'nun Mehmet Ali Alabora yazısı "Soru cevap" kolaylık ve ucuzluğu içinde unutulan röportaj yazı sanatının harika bir örneğiydi. Kesip sakladım.
Aslı Barış'ın Hürriyet Pazar'daki Hollandalı Ahmet yazısı bana 1986 yazını hatırlattı. Geçen hafta yitirdiğimiz Hollandalı'yı o yaz tanımıştım. Dönüşte bir hafta sonu anlatırım, o güzel yazı ve o güzel adamı..
Ertuğrul Özkök'ün "Cameo ve sandalet" yazısı müthişti, pazar günü. Özkök köşe yazarlığına yepyeni bir hava getiriyor.. Onu Hürriyet'in başından alan, ya da atanlardan Allah razı olsun, diyesim geliyor. Okumaya bayıldığım bir yazar kazandık..
Bir başka keyfim de Ece Temelkuran'ın mesleğe dönmesi.. Mehmet Yılmaz ekolünden yetişen Ece, birinci sınıf bir gazeteciydi. Küstü gitti, kitap yazmaya başladı. Şimdi bodoslama dalmış mesleğe.. Hem köşe yazarı, hem gazete yayın yönetmeni..
BirGün gazetesi, günlerden beri nasıl hareketlendi, inanmazsınız..
Başarılar Ece!..
Haftanın resmi Takvim'de 12'nci sayfadaydı.
Birinci sayfanın üst yarısını kaplaması gereken harika fotoğraf çekmiş Halil Çilingir.. "Koçaslan Villaları" fotoğrafı, bu ülkede sahil yağması ve "İş bilenin" becerisinin nerelere vardığının en güzel örneği.. Avrupa'da bakan istifa ettirirdi bu fotoğraf..
Bizde tık yok.. Ama dönüşte ben tıklayacağım, merak etmesinler.. Sahile inen ormanın tam ortasını oyup villa yapmak mesele değil.
Mesele izin verenler.. Bu iznin altında kimin imzası olduğunu, soracağım..