Enis "Dünyanın görmediğim yeri kalmadı desem doğrudur.. Ama böyle bir güzellik, başka yerde yok" dedi, arkasına yaslanıp karşıya bakarken..
Enis kuzen. Bizim ailenin Berlin'de yaşayan cephesinden... İkinci nesil.. Ablası Jale'yi tanırsınız.. Jale Arıkan.. Sinema, dizi oyuncusu.. Almanya'da diziler, Amerika'da filmler çektikten, yıllarca Los Angeles'ta yaşadıktan sonra İstanbul'a daha çok uğrama kararı aldı.. Zerre filmiyle Antalya'da "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünün tartışmasız adayıydı. Ama Hülya Avşar'ın başkanlık ettiği jüri, bir Rus kızını tercih etti..
Geçen ay yapılan Moskova Festivali'nde de Ruslar telafi ettiler, haksızlığı. En İyi Film ödülünü Zerre'ye, En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü de Jale'ye verdiler.
Kendi aramızda bir kutlama yapalım dedik.. Berlin takımı da yaz için Türkiye'ye gelmiş, hazır..
Jale topladı, toplayabildiklerini..
Sortie'de bir akşam yemeği için buluştuk..
Karşıda Çengelköy sahilleri var.. Hava yavaş yavaş kararıyor.. Evlerin ışıkları birer birer yanmaya başlıyor.. Nasıl emsalsiz bir manzara.. Unutulmaz Çiğdem, Erol Evgin'in o dünya güzeli şarkısının sözlerini burda yazmış olmalı..
Arkasına yaslandı Enis ve karşıya bakarken, o zaman mırıldandı işte.. "Böyle güzellik dünyada yok" diye..
Ki o sırada ay henüz doğmamıştı. Saat ona doğru karşı tepelerin ardından yükselmeye başladı.
Tanrım nasıl güzelliktir bu.. İnsanı şair yapar, ressam yapar.. Besteci yapar..
Benim gibi yetenek özürlüyü de geveze yapıyor işte!.
Gecenin yıldızı Yade Su idi.. Üçüncü kuşaktan. Bu yıl ilk okula başlıyor.. Almanca, Türkçe doğal dilleri.. Yuvada İngilizce başlamış. Fransızca da şarkı söylüyor. Ertekin'le bir döktürdüler..
Bir elinde cep telefonu durmadan resim çekiyor.. Bir yandan manzarayı, bir yandan bizi.. Sonra cebi bıraktı, kalem kağıdı aldı eline çizmeye başladı..
Annesini, halasını, babasını çizdi.. Resimlerinin içine muhakkak bir kalp yerleştiriyor.. Her resim, sevgi..
En son beni çizmeye karar verdi.. Kalbi çizdi önce.. Yanına bir kafa yaptı yuvarlak.. Durdu.. Bir bana, bir kağıda bakıyor..
Annesine Almanca bir şeyler söyledi..
"Ne diyor" dedim..
Saç konusunda tereddüdü varmış.. Beni kel çizerse ayıp olur muymuş?.
"Bende saç yok" dedim, rahatlatmak için, gülerek..
O da gülüp kulağımın arkasını gösterdi..
"Şurda biraz var!."
Efendim, ne diyorlar?..
Y kuşağı mı?..
Y kuşağını anlamak mı?.
Boşuna gayret..Y kuşağını anlamamız mümkün değil.. Zaten onlar anlaşılmak değil, sevilmek için yaratıldılar!..
Sevilmek ve sevmek!..
Nasıl sarıldık Bade Su ile birbirimize..