Bir yandan yaşadıklarım, bir yandan bana gelen mesajlar, mailler, korkunç bir durumu ortaya çıkarıyor..
İstanbul Trafik Polisleri, gördükleri, yaşadıkları ihlallere göre değil, kendilerine tebliğ edilen kontenjanı doldurmak için ceza kesiyorlar. Bu ne demek biliyor musunuz?.
Ceza yemek için trafik suçu işlemeniz gerekmez. Kontenjanı dolmayan bir ekibe rastlamanız yeterli..
Mesela.. Mesaisinin bitimine çok az kalan bir polisin defterinde hala boş sayfalar varsa ve karşısına çıktıysanız, yandınız..
Gazeteye bana gelen bir arkadaşım anlattı.. Taksiyle geliyor.
Tam bizim orda çevirme var.
Ehliyet, ruhsat.. Polis bakmış "Ekip arabasına kadar geleceksiniz" demiş, şoföre..
Beş dakika sonra kıpkırmızı gelmiş taksicisi. 83 lira yazmışlar, plaka için, plaka mafyasına günde 100 lira ödeyen zavallıya.. (Bu plaka mafyası ayrı bir dert.. Ama nedense kimsenin umurunda değil. Ah benim medyam ah!..) Polis gerekçeyi de açıklamış.. "Kusura bakma, amirim, mesaim bitene kadar bu koçanı bitirmemi emretti.."
Bu da yaşadığım..
Bebeköy'de, MAC'ta spor yapıyorum, Sevgili dostum Muzo sağolsun..
Beni zorla kolumdan tuttu, götürdü, Figen Hocaya teslim etti, "Eti senin kemiği benim" diye..
Ligde Muzolara 10 puan fark attık ya, Figen Hoca acısını çıkaracak..
10 günde nasıl fark etti inanmazsınız..
MAC'da bir saat ölüyorum, ama sonra 23 saat yaşamaya başladım, yeniden..
Neyse.. O ayrı konu.. Çıktık.. "Sahilde bir yerde bir kahve içelim" dedik.. Döne döne iniyoruz.
Yollarda bizden başka araba yok, ne gelen var, ne giden..
Bomboş yol.. Bomboş yol, Vezir Köşkü Sokak'ta tıkandı.. 10 dakika bekledik.. Niye?. Trafik çekme aracı gelmiş.. Yolun sağına terk etmiş bir arabayı çekiyor.. Yol bomboş dedim ya.. Park eden başka araba da yok. İndim baktım. "Park Yasağı" işareti de yok..
Ama arabayı bağlayıp kaldıracaklar, kendi arabalarına koyacaklar ki yol açılsın.. Bekle Allah bekle..
Dolaşıyorum.. Park yasağı işaretini buldum.. 50 metre geride..
Yani ondan sonra park yasak, önce değil..
Ve yasak olan yerde sıra sıra arabalar, alay eder gibi..
Onlar duruyor, bu kimseye engel olmayan zavallının arabası çekiliyor.. Niye?.
Bebek- Etiler arası, trafik kurallarını ihlal cennetidir.
Burada kavşakların içinde park etmiş hem kavşağın içi yasak, hem çapraz "Duraklamak bile yasak" işaretinin altında park etmiş, hatta duble park etmiş arabalar var, önlerinden günde en az 50 ekip geçer. Onlara dokunan olmaz nedense.. Pardon ben yazdım diye bir defa dokundular.
Dokunulanlardan biri arkadaşım, o söyledi.. "Hıncal Uluç yazdı, mecburen ceza kesiyoruz, kusura bakmayın" demişler. O zaman yazmıştım. İşin böyle suyu çıkmış..
İşini bilen, Etiler- Bebek yokuşunun iki ucundaki en kritik kavşakların içini kilitliyor, aldırmayan polis, az aşağıda kimseye ama kimseye engel olmayan adamın arabasını çekiyor..
Ki Park yasağı levhası bile yok.
Ki araba çekmek için "Park edilmez" işareti yetmez. O zaman ceza fişini yazar, sileceğin altına bırakırsın. Çekmek için mutlak "Buraya bırakılan arabalar çekilir" uyarısının yapılması lazım.. ki gelip arabasını bulamayan çekildiğini bilsin, en başta..
Boş ver..
Koçan dolacak?. Nasıl dolacak?.
Gücünün yetmediğine, ya da seni hoşnut edene (!) dokunmayacaksın.. Koçanı da işte böyle keyfe keder dolduracaksın..
Murat Müdürüm şimdi bana gene sayfalar dolusu açıklama gönderir. "Yazınız üzerine araştırıldı, soruldu" diye..
Yardım edeyim..
Yer Vezir Köşkü Sokak sahile 30 metre falan.. Tarih 27 haziran..
Saat 12.35.. Çeken araç 34 MIY 35.. Çekilen araç 34 BU 6222!..
Ertesi gün inadına o sokaktan geçtim.. 3 araba arka arkaya park etmiş duruyordu. Ayni yerde.. Ertesi gün de.. Daha ertesi gün de..
Dedim ya, keyfe keder.. BU 6222'nin günahı, koçanı dolmamış ekibe çatmış olması..