Güzel yazılar okuyorum gazetelerimizde..
Haberciliğimiz yaya kalıyor ama, köşeler, yazarlar çok iyi işler başarıyorlar..
Bizde Emre'nin (Aköz) Haliç üzerine kurulan o korkunç metro köprüsü ile savaşan "Siluet" yazıları enfes mesela.. O konu önemli, ayrı yazacağım..
Çünkü bir kaç boyutlu bir facia bu..
Gezi Direnişi ile Tahrir Meydanları'nı birbirine karıştırmak, iktidar, muhalefet herkesin işine geldi ya, Türkiye ile Mısır arasında, sosyal, ekonomik, siyasal, hukuksal, anayasal en az 50 yıllık fark varken.. Her kafadan bir sesin çıktığı kakofonide, Çınar Oskay gene bir senfoni döktürmüş, Hürriyet Pazar'da.. Gene 2 tam sayfa..
Bilgi Üniversitesi'nden Bülent Somay'la konuyu konuşmuş.. Ama nasıl konuşmuş.. Bana Abdi İpekçi Usta'nın söyleşilerini hatırlattı.
Konu bu kadar güzel araştırılmış, sorular bu kadar güzel, ilginç ve doyurucu hazırlanmış.. Nasıl bir okuma lezzeti.. Bülent Somay'ın yanıtlarına katılır, katılmazsınız o ayrı.. Ama ben o kadar çok şey öğrendim ki..
Sokrates'in idam sebepleri arasında, demokrasiye inanmayışı, "Demagogların rejimi" deyişi, bu yüzden aday olmak bir yana oy bile kullanmayışı da vardı ya.. Onu anlatarak başlıyor Somay.. Sokrates'in eleştirisini de naklediyor.. "Demokrasi kitleleri en iyi baştan çıkaran adamın rejimidir" dermiş, Usta.. Cevabı da yıllar sonra Churchill vermiş. "Demokrasi berbat bir rejimdir, ama ne yazık ki elimizdekilerin en iyisi de budur." "Son zamanlarda bu kadar dört dörtlük bir söyleşi okumamıştım" derken bir hakkı yemeyelim..
Ezgi Başaran'ın Balyoz Sanığı Deniz Kutluk'un oyuncu kızı Burcu Kutluk ile, Radikal'deki (Pazartesi) söyleşisi de, işin insancıl yanına derinleme dalışı ile çok çok güzel..
..Ve de Nazlı Hanım'ın, Gezi krizinin iyi yönetilmediğinin bir kez daha altını çizen (Pazartesi) yazısı..
İyi yönetilmedi. İyi yönetilmemeye de devam ediyor, hâlâ..