Meclis Başkanı Cemil Çiçek, iktidar partisinin en ılımlı, en saygın, en sevilen adamlarının başında gelir.. Olaylarla ilgili fevkalade yerinde bir değerlendirme yaptı..
"İşi tadında bırakalım!.."
Cumhurbaşkanının "Mesaj alınmıştır" demesinin ardından, Meclis Başkanı'nın bu sözlerini gençler çok ama çok iyi değerlendirmeli, haklıyken, sevilir ve desteklenirken, haksız duruma düşmekten kaçınmalılar..
Bugünün gençleri daha dünyada yoklardı, 68 gençliği tarihe geçerken..
68 protestosu dünyanın en özgürlükçü, en destek gören, en alkışlanan hareketiydi.
Sorbon'dan başlayıp dünyaya yayıldı.
Ne var ki 68 gençliği durması gereken yeri bilmedi. Hareketi, polis, iktidar güçleri değil, başladığı kentin, Paris'in halkı bitirdi..
Çünkü, protestolar bir ifade özgürlüğü hakkını savunmayı aşmış, Paris'te yaşamı durdurmuştu. Binlerce dükkan çalışamaz hale gelmiş, binlerce aile aç kalmıştı.
Kentteki huzursuzluğun iç savaş boyutlarına ulaşması halkın sabrını taşırmıştı., Paris halkı, "Yetti artık" diyerek tencere tavalarla öğrencilerin üstüne yürüdü.. Evet, tencere ve tavalarla..
Şimdi Taksim, İstiklal Caddesi, Beşiktaş, Akaretler civarında yüzlerce binlerce esnaf var..
Patronları geçin. Geçimini günü gününe buralardan sağlayan garsonlar, komiler, tezgahtarlar, simit, kestaneciler, pilavcılar var.. Bunların evlerine günlerden beri beş kuruş gitmiyor.. Çocuklar ne yiyecek, okula nasıl gidecekler?.
Hayat normale dönmezse, en büyük darbeyi sıradan insanlar yiyecekler..
O zaman ne olacak?.
Tencere ve tava eylemleri tersine dönecek.
Gençler, Halkı karşınıza almayın.. Gezi Parkına girdiniz. Halaylarınızı çektiniz.
Mesajlarınızı verdiniz.. Şimdi ne zamanı..
İşi tadında bırakmanın!..
Bırakın ve bekleyin, görün, verdiğiniz mesaj yerine ulaştı mı?.
Amacınız üzüm yemek oldukça, halk hep arkanızda olur, merak etmeyin!.