Bu ülke iki bakanın kıymetini bilemedi. Birisi Atilla Koç.. Bana sorarsanız, AKP döneminin en başarılı Kültür Bakanı'ydı. Medya "Uyuyan bakan" diye diline doladı. Gözden düştü.
Öteki Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dı.. Bana sorarsanız, bugün özellikle düşük ekonomik toplumdan AKP'ye gelen oyların büyük bölümünde Akdağ'ın kurduğu sağlık sisteminin payı büyük.. C ve D guruplarından kimle konuşsam, eskiyle yeniyi mukayese edip "Allah razı olsun" diyor.
Keneler özellikle Anadolu'da ölüme sebep olmaya başlayınca Akdağ "Köylü ve çiftçiler pantolon paçalarını çoraplarına soksunlar" diye fevkalade kolay, ama o derecede de etkili bir "İlk yardım" tavsiyesinde bulunduğu için gene şaşkın medyamın diline düşmüştü. O da gözden düştü ve gitti.
Nerden aklıma geldi, şimdi..
Öğleden sonra gazeteleri okuyorum, evde.. Karşımda da bir haber televizyonu var.
Gazetede okuyorum..
Kot pantolonları eski göstermek için taşlıyorlar ya.. Kumlama sırasında havaya karışan tozları teneffüs etmek, Silikozis denen ölümcül bir hastalığa yol açıyormuş. Bir delikanlı da ölmüş.. Patron "İhmal"den 20 yıl hapis istenerek yargılanıyormuş.
Bu sırada TV'deki haber kulağıma çarpıyor.. "Sert rüzgârlarla gelen çöl kumları havayı bulanık gösteriyor.."
Aynen öyle.. Ortada bulut yok, ama hava bulutlu gibi.. Öyle kum dolu yani.. Temiz hava almak için cam açamıyorsun içeri toz doluyor.. Yahu bu çöl kumu dolu havayı teneffüs ediyoruz günlerdir. Sağlık Bakanı farkında değil mi?.
Bir uyarı yayınlanmaz mı?. Yaşlılar, hastalar, çocuklar için mesela..