Gecenin yarısına yaklaşırken saatler, yatağıma uzandım. Her zaman yaptığım gibi, televizyonun kumandasına dokundum. Her gün otomatik kaydettiğim Jay Leno'yu izlerken, neşe içinde uykum gelecek ya..
Jenerikte baktım, konuk Bradley Cooper..
Son yılların en sevilen komedyenlerinden.
Genç, yakışıklı, bekar.. Genç kızların özel sevgilisi bu yüzden..
Tam benlik bir uyku saati.. Günün tüm tatsızlıklarını kenara koyup gülerek uyuyacağım..
Sandım..
Bradley Cooper ağlattı beni.. Resmen ağlattı..
Jay "Annenle yaşıyormuşsun" dedi.. "Evet" dedi, Bradley.. "Ben İtalyan mahallesinde büyüdüm. Bizde adet böyledir. Babam ölünce annemi yanıma aldım.."
Sonra annesiyle yaşamı anlattı.. Ona nasıl hala çocuk gibi davrandığını.. Aday olduğu Oscar törenine birlikte götürdüğünde Richard Gere'i görünce nasıl donup kaldığını..
Nasıl keyifle anlatıyor.. Bir fark ettim..
Yüzüm sırılsıklam.. Ağlıyorum..
Gençliğini annesiz yaşamış biri olarak Bradley'i kıskandığımdan ağlıyorum..
Şu anda annem yanımda olsa, yandaki odada uyuyor olsa, bu ev nasıl dolu dolu olur, yalnızlığım nasıl biterdi, ona ağlıyorum..
..Ve bu, o gün ikinci ağlayışım. Bunda sorun yok. Yatağımda tek başımayım.. İlkinde durum felaketti..
Bir "Açılış" kalabalığının göbeğinde, karşımda televizyon kamerası varken gözlerime yaşlar hücum etmez, sesim titremeye başlamaz mı?.
"Ne olur az sonra" diyebildim, meslektaşlara.. "Şimdi konuşamıyorum.."
Sıtkı Usta'nın kızı Nida'nın Ekav Galerisi'nde açtığı sergiyi dolaşıyorum..
Harikalar yaratmış Nida..
Harika bir tema.. Saatler.. Çini sanatını saatlere döktürmüş. Duvar saatleri.. Masa saatleri..
Bahçe saatleri.. Banyo saatleri.. Ama nasıl bir çini işlemeciliği.. Nasıl renkler.. İmajlar.. Nasıl bir yaratıcılık..
Birden Sıtkı Ustamı gördüm, baktığım saatin içinde..
O insanın tam göz bebeğinin içine bakarak gülüşü vardır.. Gözüyle değil, kalbiyle güler..
İşte o.. "Bak Hıncal" diyor.. "Kızım, kaldığım yerden devam ediyor aynen.. Gördün mü, beni geçecek.."
İnanmazsınız.. Nida yanıma yaklaştı, baktığım saati görünce..
"Bir gece babam rüyama girdi.. 'Yukarda dolapta tabaklar var' dedi..
Fırladım, eski dolabı karıştırdım.. İçinde bir ham tabak.. Ondan kalmış.. İşledim, boyadım, fırınladım.. İşte bu.."
Bir kayık tabak. Sıtkı Usta'nın simgesi bir dolunay göbekte.. Etrafında hilaller..
Hadi ağlama şimdi.. Nida'nın babasını rüyasında görüp yarattığı esere bakarken ben Sıtkı Usta'yı karşımda görüyorum, bana bakarken..
Hadi tut bakalım kendini, tutabilirsen..
Birleşmiş Milletler, Sıtkı Usta'yı "Yaşayan Kültür Mirası" ilan edip ölümsüzleştirmişti..
İşte Nida, Sıtkı Ustanın kızı, önce çırağı, sonra kalfası Nida, Sıtkı Usta'nın soyut ölümsüzlüğünü somutlaştıran bir Usta olduğunu kanıtlıyor bu muhteşem eserleriyle..
Sıtkı Usta yaşıyor.. Nida'da yaşıyor..