Hayır!.. New York Filarmoni'yi sevmedim..
Konuştuklarımın hepsi de ayni duygular içindeydi..
Hayal kırıklığı..
Ben Zubin Mehtalı, Lorin Maazelli, Kurt Masurlu New York Filarmonileri dinlediğimde, bulutların üzerine uçmuş, rüyalar ülkesine gitmiştim..
Alan Gilbert'in New York Filarmonisi, inanın sıradan bile değildi..
Neden?.
Bir defa repertuar yanlıştı. Hep söylerim..
Hele özel günlerde, hele herkesin davetli olabileceği konserlerde, sırf klasik müzik, onun da en tepesinde yer alan bir avuç dinleyici için repertuar yapamazsınız..
Hele Joshua Bell gibi bir dünya çapındaki genç kemancıya eşlik ediyorsanız ve de ille Amerikan, ille de Bernstein çalmak istiyorsanız, onun bilinen en kötü eserini Nejat Eczacıbaşı Anma Gecesi'nde çalamazsınız..
Bernstein'in dünyaca ünlü West Side Story'sinin melodilerini bu ülke insanları sokakta ıslıkla çalar. O kadar popülerdir.
Joshua Bell, West Side Story Suitini daha geçen ay, cd için seslendirdi. Onu koy programa, çalsın Joshua, yıkılsın Haliç Kongre Merkezi..
Hayır..
Eşek yükü ile para veriyor ama onları davet ederken, konserin özelliğini anlatamıyoruz.. "Bu konserde, hayatında ilk defa klasik müzik dinleyenler de olacak..
Popüler bir repertuar lütfen" diyemiyoruz.
Yani parayı verenin değil, alanın düdüğü çaldığı nerde görülmüş.
Gelmezlerse gelmezler..
Mahkum muyuz, köle miyiz, hem de kendi paramızla..
İlle Amerikan, ille çağdaş olsun diye, adını ilk defa duyduğum Christopher Rouse'un bir daha dinleyeceğimi hiç sanmadığım bir yeni bestesiyle açıldı konser.. Ardından o berbat Bernstein..
Allahtan genç kemancı Joshua Bell durumu fark etti de, kovboy filmlerinden ezberlediğimiz hani o Teksas düğünlerinde çalınan ve milleti dans ettiren Yankee Doodle Dandy'yi çaldı da, araya uykulardan uyanıp girdik..
Umudumuz ikinci yarıdaydı. Çünkü bu defa, klasiklerin en güzel, en duygulularından birini Çaykovski'nin Patetik Senfonisini seslendireceklerdi..
Ama hallerinden belli "Jet Lag", yani uyku sersemi oldukları kolaylıkla görülen orkestra elemanları, onu da "Bitse de gitsek" havasında çalınca, ben de aynen öyle dinledim..
"Bitse de gitsem!.."