Linç etmenin çağdaşı olur mu?. "Güncel" demem lazımdı belki..
Yani etrafa bakıyorum..
Vahşi Batı'da büyük bir heves ve heyecanla, ellerindeki ipi çekecek sağlam bir dal ararken, sürükledikleri adamın etrafında çığlıklar atan Teksaslılardan, ya da yarı beline kadar yere gömülmüş kadına "Vurun kahpeye" haykırışları arasında taşlar sallayan gözü dönmüşlerden tek farkımız var..
Öldürücü silah olarak sözcükleri kullanıyoruz sadece..
Ferhat Göçer lincinden söz ediyorum. Son örnek..
Tabii müzik zevk. Sevmemiş, beğenmemiş olabilirsiniz..
Zevk farkıdır, düşünce özgürlüğüdür.
Ama yazdıklarınız, ısrarla yazdıklarınızla, işin içine kişisel nefret, ya da kıskançlık, ya da kin, öfke gibi kişisel duygularınızı karıştırır ve hür ya, on koldan, yüz koldan yüklenirseniz, o lince dönüşür..
Ben Memleketim yorumuna bayıldığım halde, Ferhat'a kızdım.
Bir sanatçı, bir doktor olarak ilk özelliği "İnsan" olmak, "Hoş görülü, sabırlı, anlayışlı olmak"ken, o köpek benzetmesi yapan tweeti attığı için..
Haklıyken, haksız duruma düştüğü için..
Ama bu linççileri mazur göstermez..
Düşünce özgürlüğü, "Linç özgürlüğü" değildir, dostlarım!. "Hakaret özgürlüğü" de değildir, Ferhat!.