Yasemin, benim odama sonunda el koydu.. Düzenliyor, temizliyor.. Artık aradığımı bulmam imkansız, ama, kaybettiklerim de ortaya çıkıyor..
Tozlar arasında nerdeyse silinmiş bir faks dosyası.. Kazım Baba, Los Angeles'tan yollardı, ben de bu dosyaya yerleştirirdim. Üzerine dağlar gibi kitaplar gelince..
Şimdi elimde bol Kazım Baba "Pazar Neşesi" var, yeniden..
İşte bir klasik..
Beyin, vücut organlarını yıllık olağan toplantıya çağırmış. Gündem görüşülmüş, eleştiriler yapılmış.
Dilekler faslına geçilmiş.
Kalp söz almış..
"Sör, Efendim o kadar çok yiyor ki, artık koca vücuda kan yetiştiremiyorum. Yediği yağlar yüzünden de damarlarım tıkanıyor zaten. Artık emekli olmak istiyorum.."
"Dileğin dikkate alınacak" demiş, beyin.. "Başka?.."
Mide ayağa kalkmış.. "Sahibimin yediği zehir gibi biberlerden delik deşik oldum. Ben de emekli olmak istiyorum.."
"Düşüneceğim" demiş, beyin..
"Başka?."
Arkalardan çok kısık, bitkin bir ses duyulmuş..
"Ben de!.."
"Sen kimsin" diye gürlemiş beyin..
"Kalk göreyim!.."
"Kalkabilsem niye emekli olmak isteyeyim ki" demiş, kısık ses!..