Kıbrıs nasıl sıcaktı, anlatılmaz.. Anlatılır.. Kıbrıs'tan sonra İzmir, her yaz gittiğimde beni bunaltan İzmir cennet gibi geldi.. Ağbime "Çözümü buldum. Artık İzmir'e Kıbrıs üzerinden geleceğim. Alt tarafı bir fazla uçak bileti ama, değer" dedim.
İzmir ilk defa püfür püfür geldi bana..
Kıbrıs'ta kadim dost Ertan Birinci'nin oğlu Tekin'i dünya şirini bir kız, Haydar ailesinden Meryem Cansu ile evlendirdik..
Çok şirin, çok tatlı bir düğün oldu..
Ertan, İzmir'in Enbe'si, Blue Note/ Mavi Nota orkestrasını ayarlarmış. Harika müzik yaptılar. Gene Ertan tembih etmiş.. "Hıncal Ağbi Kıbrıs Gelini'ne bayılır. Onu öğrenip çalacaksınız mutlak.."
40 yıllık bu türküyü ben ilk, bir trafik kazasında genç yaşta kaybettiğimiz Raif Denktaş'ın kurduğu müzik gurubundan dinlemiş, hatta menecerliklerini yaptığım Modern Folk Üçlüsü'ne de tavsiye etmiştim. Her Kıbrıs'a gidişimde Ertan'ın Genç Radyosu Kıbrıs Gelini'ni çalar, ben de havaalanından otele giderken dinlerim.
İzmirliler harika çalıp söylediler Kıbrıs Gelini'ni.. Ben de kalkıp oynadım iyi mi Kıbrıs'ın en güzel geliniyle.. Yasemin'in eşi Can Sayın kardeşim de orda.. "Hıncal Ağbi bizim düğünden beri ilk defa oynuyorsun" dedi.. "22 sene sonra.."
İzmir'de bir başka kadim dost Sami Türkay'ın kızı Gülbin'i, Alper Yılmaz'la evlendirdik. Baktım gene Blue Note.. Ve de, Ertan ayarladı sanırım, benim türküyü çalmazlar mı, bu defa "İzmir Gelini" diye.. Kalkıp İzmir Gelini'yle de oynadık tabii..
Ama gecenin sürprizini, bizim Nebil'le (Özgentürk), Ünal'ın (Ersözlü) oynadıkları zeybek oldu. Diz vururlarken, Kandilli 4.2 falan yazmadıysa şaşarım..
Bir de tabii, bir başka unutulmaz dost Besim'in Zeki Müren ve Muazzez Abacı, Sedat'ın Yıldız Tilbe Tıpatıpları, dağıttı bahçeyi..
Allah bir yastıkta kocatsın gençleri..