Eurovision Şarkı Yarışması'nın asıl tartışmamız gereken yanı, organizasyon..
Daha doğrusu organizasyonun yapıldığı salon ve teknik olanaklar..
Seyrettiklerimizi unutmamız mümkün mü?. ..
Ve de Azerilerin hazırladığı açılış gösterisi..
Azeri folku ile modern dans, baleyi bir araya getiren o enfes koreografi..
Azeriler, başından sonuna ülkelerinden enfes görüntülerle süsleyerek, dünyaya muhteşem bir "Azerbaycan" tanıtımı yaptılar. İzleyen herkes "Vay be" dedi.. İzleyen herkeste bu ülkeyi görme arzusu doğdu..
Ben büyülendim..
Eurovision, adı üstünde, genelde Avrupalı izleyicilere yönelik bir organizasyon.
Bir kaç ay evvel, biz de bir "Salon" organizasyonu yaptık..
Hem de tüm dünyaya yönelik..
Dünya Salon Atletizm Şampiyonası..
Bir şarkı yarışmasından çok daha popüler, insanların ve dünya medyasının çok daha yakından izleyeceği, hele Olimpiyat sezonu olması dolayısı ile ilginin katlanacağı bir şampiyonayı almıştık..
Ve nasıl yaptık?..
Gece kondu gibi, renksiz, ruhsuz, derme çatma bir salonda.. Gerçek gece kondu. Çünkü apar topar yapıldı..
2000 Olimpiyatlarına talip olduğumuzda, artık utanç veren, on para etmez, vergi verenin baş belası bir stadyum yanında, bir de çok amaçlı bir salon inşa etmeye karar vermiştik. Bisikletten, atletizme, salonda yapılacak ne kadar spor varsa, hepsini organize edebileceğimiz Sinan Erdem Salonu..
Ama Basketbol Federasyonu Başkanı, tam da Dünya Şampiyonası'na kısa bir süre kala, devleti uyuttu ve o salonun basketbola tahsis edilmesini sağladı. Sinan Erdem yapılan değişikliklerle çok amaçlı olmaktan çıkarıldı. Artık içinde basketboldan başka şey oynanmazdı.
Bunun üzerine, kalan kısa sürede o gece kondu salonu yaptık..
Açılışa da, derme çatma bir gurubun, çağdışı İsveç Jimnastiği benzeri komik gösterisini koyduk ki, herkes sıkıntıdan patlasın ve "Bu mu?.. Türkiye'nin yapabildiği bu mu" desin..
Nitekim dediler de..
Dünyanın hiç bir gazete ve televizyonunda ne salonun adı geçti, ne "Açılış"ın.. Koca bir dünya şampiyonasını yüzümüze, gözümüze bulaştırdık.. Türkiye adına muhteşem bir fırsatı kaçırdık..
Azerbaycan'daki, kısa zamanda inşa edilen harika sezon ve harika açılış şovu..
Türkiye'deki gene kısa zamanda inşa edilen gece kondu ve dandik açılış gösterisi.. Kendine güveniyorsa, TRT, bu iki açılışı arka arkaya yayınlasın.. Herkes Azerbaycan ile Türkiye arasındaki farkı görsün!..
İşin acı yanı ne biliyor musunuz?.
O bizi şaşkınlıklar içinde bırakan dünya güzeli salon, başından sonuna bizim eserimiz..
O salonu Türk şirketler yaptılar..
Kendi ülkemizde yapmadığımızı, yapamadığımızı gidip Bakü'de yapmışız..
Neden acaba, hiç düşündünüz mü?.
Düşünen çıkar mı?..