Konserler, tiyatrolar sezonu bitince, İstanbul gecelerine bakmaya başladım ara ara..
İki güzel gece yaşadım..
Almanya'dan konuklar gelmişti.. Yasemin'le Can'ın da evlenme yıldönümleriymiş..
Onlar organize ettiler..
Önce Nişantaşı Hünkar'a gittik.. Feridun Usta "Siz masanıza geçin..
Ben yollayacağım" dedi..
Açılış diye bir çorba geldi.. "Bakla çorbası.."
Bu yaşıma geldim, bakla çorbası diye bir şey duymadım..
Amanın bir lezzet.. Bir lezzet.. Taze baklayla, yanlış anlamayın.. Yani nerde olursanız olun, Hünkar'a gidin bu çorbayı isteyin, tadın.. Beğenmezseniz, Feridun'a söyleyin benim hesabıma yazsın..
Sonra Hünkar'ın klasiklerinden seçmeler başladı.. Arada bir pilav.. Ama bir garip pilav.. "Bu ne" dedim.. Fasulyeli pilavmış.. Taze fasulyeli pilav.. "Yoo" dedim Feridun'a "Bu kadarı olmaz.. Yarın Fatoş'u sana yolluyorum. Bu iki yemeği yapmayı da ona öğreteceksin.."
Ordan Taksim'e götürdüler beni.. 45'lik diye bir yer.. Mahzen gibi.. Minnacık.. 17'nci yılını kutluyormuş.. Tunceli'den gelmiş bir delikanlı, 17 yıldır burada en popüler mekanlardan birini işletiyor iyi mi?. İçerisi oturma yok, ayakta, en fazla 100 kişi alır, cumartesi kapı girişi bin kişi olmuş.. Yani başka yere giden bile ille oraya uğruyor.. Yoksa ton balığı olsa, bin kişi sığmaz oraya..
Yaptığı.. 45'lik plaklar devrinin müziklerini çalmak.. Hepsi o..
Bir eğlendik, bir eğlendik..
Ertesi gün de Ertekin'e "Utan" dedim.. "Utan.." "Sen Paris'ten geldin.. 20 senedir, İstanbul'un en güzel iki yerinde, Ortaköy girişinde ve şarkılara destan Kalamış'ta sinek avlıyorsun. Delikanlı Tunceli'den gelmiş, İstanbul'da 100 kişilik yerde bin kişi ağırlıyor.."
Cumartesi gecesi bu defa benim Ankara'dan konuklarım vardı..
Bildiğim, inandığım, güvendiğim nerdeyse tek mekandır, Günay.. Ferhat Göçer de var..
Ve de Yeliz.. Ve de Coşkun Erdem fasıl.. Yeme de yanında yat..
Harika bir gece geçirdik..
Coşkun usta harikaydı.. Yeliz harikaydı.. Ferhat harikaydı..
Ömür de orda.. Suratı tatsız.. "Gel otur yanımıza" dedim.. "Moralim bozuk biraz" dedi..
Sabah Ferhat'la bozuşmuş.
Akşam barışmış.. "Ben küstüm, ben barıştım..
Kendim dillere düştüm" diye şarkı var ya, aynen o.. Bir de tweet atmış sabah "Bitti" gibisinden.. "Şimdi yarın neler neler derler" diye bozuk morali..
Neler dediler de.. "Reklam" diye kanıtlayanlar (!) bile oldu..
Salonda her türden konuk vardı, ama ağırlık gençlerdi..
Mezuniyet kutlamaları sanki..
Onlar coştu, Ferhat coştu..
Tüm salon coştu.. Ferhat, iş olsun torba dolsun şarkıcısı değil.. Eğlenirken eğlendiriyor..
Programı bitti, bir saat daha söyledi..
Harika bir Günay gecesi yaşadık, gene..