Bir Genel Yayın Müdürüne daha, mesleğini bırakmasını tavsiye etmek geçiyor içimden bu günlerde..
".. daha.." niçin?.. Daha evvel ikisine ettim, ikisi de isteyerek, ya da koşullar dolayısı ile dediklerime geldiler.. Harika oldu..
Önce Mehmet Yılmaz.. Sonra Ertuğrul Özkök.. Harika yazılar yazıyorlardı, yönettikleri gazetelerde.. "Yahu yönetimi gençlere bırakın.. Bu enfes kalemlerden, daha çok, daha lezzetli okuyalım" dedim.. Önce burun kıvırdılar.. Bugün ikisi de, en çok okunan yazarlardan. Başta da ben, onlarsız günüm geçmiyor..
Üçüncüsü, benim müdürüm bu defa.. Erdal Şafak.. Zaten çok iyi yazardı ama, son günlerde harikalar yaratıyor..
Gayet işlek, gayet keyifle okunan bir kalem.. Ve her yazısında nasıl bir bilgi hazinesi var.. Hele içinde yaşadığımız dünyayı tanımak, oralarda olup bitenlerin iç yüzlerini öğrenmek istiyorsanız..
Erdal okuma delisi.. Bu ülkeye gelen tüm Fransızca gazeteleri, başta Le Monde, koltuğunun altında görürsünüz, sabahın köründe gazeteye gelirken.
Biliyor ve yazıyor.. Neyi yazacağını, nasıl yazacağını da, yılların deneyimi ile biliyor..
Erdal'ı okumadan güne başlamanın nasıl eksiklik olduğunu, bir hafta düzenli izleyin, anlarsınız..