İlkbahar sanatın hüzün mevsimidir.. Sezon ilkbaharla biter çünkü.. Biterken de yoğunlaşır etkinlikler.. Sıkışır hatta.. Bir güzellikten ötekine koşarken, doğa başka harika güzellikler içinde uyanırken olur bu çelişki..
Geçen hafta sonu olağanüstüydü benim için..
Sabahları, bütün yeşilleri fırlamış, bütün çiçekler açmış bahçemde ağbimle oturup kuş sesleri arasında doğayı izledik.. Manolyalar, erguvanlar, yaseminler, hanımelleri.. En güzeli de tüm çiçeklerini açmış kiraz ağacım..
Cuma akşamı Boğaziçi Üniversitesi'ne gittik. Evin bir özel konser düzenlemiş "Çarşamba" programları dışında.. Yaşayan en büyük piyanistlerden biri, hatta birincisi olduğu söylenen Martha Argerich..
İkinci defa geliyor.. Daha evvel ne kırmızı halılar sermişlerdi Martha'ya.. Kabul ettirememişlerdi. Evin çözmüş. Nasıl çözmüş.. Martha'nın kızı Lida'nın keman hocasıymış büyük ustamız Ayla Erduran..
Ayla devreye girince Martha koşmuş gelmiş. Bu yıl ikinci daveti de kabul etmiş.
71 yaşındaki Martha bu defa Mauricio Vallina ile, "Çift Piyano" çaldı.. Kimler kimler yoktu ki.. Hemen yanımda sevgili Dostum, büyük şef, Gürer Aykal.. Ötede Ayla Erduran.. Süher Pekinel.. Gülsin Onay.. Tufan Pınar Türenç dostlarım.. Osman Ulagay ve Meral Tamer.. Sevgili Hocam Besim Üstünel ve eşi..
Martha ağırdan başladı.. İlk yarı bir sanat şovuydu.. İkinci bölümde hızlandı.. Liszt'in Don Juan Anımsamaları ve Lutoslawski'nin Paganini temalarıyla salon coştu.. Alkışlar, bisler bitmedi.. Bislerin birinde, Lida'nın viyolası, daha doğrusu ilahi bir ses indi sahneye.. Piyanoların arasına girdi, yeri bir daha yerinden oynattı.. Kaç bis çaldılar hatırlamıyorum.. Gürer'e "Şef kaçırmazsa, piyanist ne kadar bis yapıyormuş meğer" diye takıldım..
Cumartesi gecesi TİM'deydik.. Melihat Gülses için.. Her şey olağanüstü başladı.. 17 kişilik orkestra..
9 kişilik koro.. Gerçekten olağanüstü düzenlemeler yapmış bir şef.. Necip Gülses..
Melihat, kendisine uğur edindiği Nar Çiçeğim'le başladı.. Bu şarkı bir Hint efsanesinden doğmuş meğer.. Ağbim arada anlattı. Ben yarın naklederim..
İlk yarı sona ererken, Bekir Ünlüataer'i davet etti.. Genç Bekir müthiş bir ses.. Yahya Kemal/ Münir Nurettin eseri Ey naz-ı işve'deki ara gazeli olağanüstüydü, alkışlara boğuldu.
İkinci yarıya, Klasik Türk Musikisi'nin en popüler eserleri ile muhteşem bir giriş yaptı.. Salon nasıl coştu, görmeliydiniz.. Biz, Türker Ağabey'in locasında, yani en arkada ve tepedeydik. Herkesi görme fırsatı buldum. Böyle bir coşkuya az rastlanır.. Seyirci doruklarda dolaşırken, Gülses, Elif Güreşçi Çiftçioğlu'nu davet etti bu defa.. Genç, fevkalade göz alıcı, enfes sesli bir yeni sanatçı.. Ama nasıl yanlış bir repertuar.. Sen, Melihat Gülses sayesinde 1500 seyirci bulmuşsun.. Melihat Usta, salonu coşturup sırtını sıvazlamış.. "Hadi!.."
Mest etsene, fethetsene salonu..
Hayır.. Alaturkaya benim kadar meraklı birinin bile bilmediği şarkılar.. Sanat gösterisi mi?. Niye?. Biz jüri değiliz ki.. Oraya sonunda eğlenmeye gelmiş insanlarız..
Konserde repertuar, işi bu olan uzmanlara danışılmalı.. Modern Folk Meneceri olarak bunu yaşayarak öğrendim..
Elif, kendine de, konsere de yazık etti bence.. Seyirci doruklardan ovalara düştü, sessizleşti ve gitti.