Keyfiniz moraliniz bozulduğunda, doktorlardan, haplardan önce, sanata verin kendinizi.. Ben öyle yapıyorum, çok işe yarıyor..
Çarşamba gecesi Boğaziçi Üniversitesi konserindeydim. Perşembe Kültür'de.. Pazar öğleden sonra da Medica'da..
Çarşambayı yazmıştım zaten..
Kültür Üniversitesi'nde de, Mesut İktu Hocam gene enfes bir gece düzenlemiş. Soprano Ayşe Sezerman ve Mezzo Lynn Trepel Çağlar, Jerfi Aji'nin piyanosu eşliğinde Purcell'den Copland'a, Bernstein'den Britten'e Amerikan bestecilerini seslendirdiler. Bir de Gershwin/ Summertime finali yaptılar ki, mest..
Pazar öğleden sonrası tam sürprizdi.. "Tıp ve sanatın estetiği" sloganlı tıp tanı merkezi Medica, tiryakilik yaratan hafta sonu konserlerine uzun süredir ara vermişti. Kendisi bir sanat eseri tarihi Tozan Villasının insanı büyüleyen salonunda, oda müziği dinler gibi izlediğimiz enfes konserler gene başladı. Serdar Yalçın'ın sanat yönetmenliğinde, ilk konseri, Ender Ormanlar'ın piyanosu eşliğinde tenor Hüseyin Likos verdi. Harikaydı Hüseyin ve harikaydı repertuar.. Seçilen eserlere baktım.. "Acaba ben mi yaptım sıralamayı" dedim içimden..Tosca'dan E lucecan le stelle.. O sole mio ve ardından, dünyalar güzeli Santa Lucia.. Ve Love changes every thing.. Olağanüstü bir Azeri.. Yalgızam.. Beni hep ağlatan Sarı Gelin.. Ve Hüseyin'in Folklorama'daki hiti.. Çökertme..
İlaç gibi geldi, üçü de konserlerin, inanın!..