Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

İstanbul'un sahibi var mı?..

Dün gazetelerde asker arkadaşım Bedrettin Dalan'ın fotoğraflarını görünce, yıllardır bu sütunlarda ısrarla ve inatla sorduğum, ama bir türlü yanıt alamadığım sorumu düşündüm, tekrar..
İstanbul'un sahibi var mı?.
Yasal olarak var.. Tarihler de yazar..
Rejimin şekli, makamın yasal adı ne olursa olsun, kentlerin sahipleri Belediye Başkanlarıdır. Şehrin sembolik anahtarı bu sebeple, onlarda durur..
Dalan'ın fotoğrafını görünce, İstanbul'un sonuncu sahibini hatırladım.. Bu kent için müthiş şeyler yapmıştı, Belediye Başkanıyken.. Öyle de sükse yapmıştı ki, Turgut Özal bu parlayıştan çekinmiş, ANAP kendi adayının yolunu kesince, İstanbul CHP'li Nurettin Sözen'e kalmıştı. Dalan'ın başladığı her işi durdurmayı marifet sayan, İstanbul'u yaşanmaz bir şehre döndüren, gecekonduların çığ gibi yayılmasını teşvik eden Sözen, CHP'yi de dümdüz etti..
Sonra Recep Tayyip Erdoğan kentine sahip çıktı ama o da çok kalamadı. Ne var ki, İstanbul'da yaptığı sükse, onu ülkenin başına taşıdı.
İstanbul öyle önemlidir..
Şimdi başa dönelim.. Dalan'ın fotoğrafları bana neyi hatırlattı?.
Bedrettin Dalan, o zaman en büyük binaları ikişer, bilemedin üçer katlı, Gelişim Yayınları (Şimdi ayni yerde kulübe gibi duruyor) ve Eczacıbaşı İlaç tesisleri olan bölgede müthiş bir dikine yoğunlaşma olacağını biliyordu. Nerden mi biliyorum..
Ercan Arıklı, Gelişim Yayınlarını satma kararı verince, rastlaştığımız bir kokteylde bana "Ercan'a söyle.. Yayınları satsın ama binayı satmasın. Ora gökdelenler semti oluyor. O arsa paha biçilmez hale gelecek" dedi..
Ercan'a söyledim. Güldü geçti. Ya inanmıyor, ya Gelişim'den bir an önce kurtulmak istiyordu. Üç otuz paraya her şeyi Asil Nadir'e devretti. O da batırdı.
Peki, Büyükdere Caddesi'nin Gökdelenlerle dolacağını bilen Belediye Başkanı, yani kentin sahibi Dalan ne yapıyordu?.
Bu yeni yoğunluğa göre kent planları..
Mevcut Büyükdere Caddesi'nin gökdelenler arası trafiği taşımayacağı açıktı. Paralel yollar gerekiyordu.
Taksim- Maslak arasına, ikinci caddeyi inşaya başladı. Dolapdere Caddesi dediğimiz, gene Nurettin Sözen'in öldürdüğü Perpa denen muhteşem yapının önünden geçen cadde, Çağlayan'ın içinden geçip vadiyi aşacak, Levent'in, Gültepe ve Çeliktepe'nin arkasından geçerek, Büyükdere Caddesine paralel ikinci yol olacaktı.
Dalan gittiğinde yol Çağlayan'a kadar gelmişti. Orada kaldı. Sözen ne Taksim bağlantısını yaptı, ne de Çağlayan'dan sonrasını..
Ama "Yahu millet buraya nasıl gelip gidecek" sorusunu zerre akıllarına getirmeyenler, Maslak'ı Mashattan yapmakla kalmadılar.. Zincirlikuyu'dan başlayarak, Büyükdere Caddesinin iki yanının gökdelenlerle dolmasını teşvik ettiler.. Çoğu da iş yeri bu gökdelenlerde gördüğünüz her pencere, trafikte en az iki araba demek, yoğunluğu düşünebiliyor musunuz?.
Peki nerden gidip gelecek bu arabalar?.
Büyükdere Caddesi, daha gökdelenlerin yarısının inşası bitmemiş, bitenlerin de dörtte üçü boşken, bugün günün her saatinde tıkalı.. Her saatinde kilit.. Hele bu kentin trafiğini piç eden servis saatlerinde ise resmen duruyor..
Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın bu servisler ve bu Büyükdere Caddesi, yani İstanbul'un Karadeniz'den Marmara'ya uzanan tek ana arteri konusunda, tek laf ettiğini duyan var mı?.
Başkanın trafik sorunu yok. O giderken eskortlar yol açıyor çünkü..
Peki halk?.
Kimin umurunda?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA