Her futbol maçından önce ulusal marşımız çalıyor. Peki televizyon bu anı naklen yayınlarken seyredenler ayağa kalkıyorlar mı?. Evlerinde, kahvelerde, başka yerlerde..
Ulusal marşın ne zaman, nasıl dinleneceğini herkes iyi bilir..
Bilinmeyen, ne zaman söyleneceği..
Bir zamanlar, fanatik seyirciler, polisler üzerlerine geldiğinde milli marş söylerlerdi, polis dursun da, kaçırmak istedikleri toz olsun diye..
Şimdi 29 Ekim gecesi sokaklara dökülenlerden bir gurup durup dururken Ulusal Marşa başlamış. Asıl saygısızlık bu. Ulusal Marşın nerde, ne zaman, nasıl söyleneceği, yasa ve kurallarla bellidir. Canı isteyen söyleyemez. Coştuysan, bu ülkenin yığınla marşı var. Üstelik söylenmesi, ulusal marş gibi, zor değil.. Onları haykır.. Herkes katılsın..
Sanatçı Şahin Irmak bu sırada bir kafede oturuyor ve ayağa kalkmıyor..
Ben olsam, ben de kalkmam..
Sosyal medya diye bir şey var ya.. Hemen linç başlıyor.. Günümüzün modası bu. Linç kültürü içimize işlemiş. Fışkırıyor..
Şahin "İstiklal Marşı'nı sarhoş masalarına meze yapmak kimsenin haddine düşmez" diyor.. Haklı..
Ulusal marş göstermelik değildir. Uluorta söylenmez. Göstermelik marşa, göstermelik saygı da gerekmez.