AMY Winehouse'ın ölümü üzerine yazdığım iki yazıda, dünya narkotik mafyasının gençleri nasıl tuzağa düşürdüklerini anlatmış, mücadele için polisin yetersiz kalacağını, asıl işin ailelere düştüğünü yazmış, medyayı da bu konuda daha hassas, özenli ve uyarıcı olmaya çağırmıştım. Bir yığın e-mail geldi.. İkisini seçtim..
***
Biri, Kanada, Montreal'den.. Gönül Oran göndermiş.. "Çok haklısınız, çocuk yetiştirmenin her konusunda olduğu gibi ilaç konusunda da başlıca görev aileye düşüyor. Kızım lise çağındayken devam ettiği lise eyaletin eğitim bakımından en iyisi, ilaç konusunda da en kötülerindendi; ama evdeki jandarma anne kızının derslerine ilgisi kadar bu konuda da dikkatliydi. İhtiyacı olan her şeyi evde bulundurup, harçlığını kimsenin ilgisini çekemeyecek kadar az veriyordu. Ayrıca okuldaki kızımın hemşireden başka kimseden aspirin bile alması yasaktı. Kızım liseyi bitirene kadar Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu'nda da görev alarak okulda olup biteni yakından takip ettim.
Ödülüm, bugün tertemiz, yüksek eğitimli bir kızımın olması.
Her Türkiye seyahatinde gördüğüm şey ise, maalesef, gençlerin aileleri tarafından sahipsiz bırakıldıkları. Bu konuda gördüklerim içler parçalayıcısı."
***
İkincisi, konunun uzmanı Yalçın Arslan'dan.. "Adalet Bakanlığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünde uzman personel olarak 4 yıldır görev yapıyorum. Dosyalarımızın yüzde doksanı narkotikle ilgili.
Uyarıcı ve uyuşturucu, ülkemizde akıllara sığmayacak boyutta. Yazılarınızdan dolayı teşekkür ederim. Ailelere hitap eden köşe yazarlarımızın artması gerektiği düşüncesindeyim. Sizin de yazdığınız gibi bu işi aileler çözebilir sadece.."