Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Sanattan tasarrufa devam..

Aralık ayında, Boğaziçi Üniversitesi Klasik Müzik Konserlerine sponsor olmaktan vazgeçmişlerdi.. Genel bütçeleri içinde üç otuz para.. Ama harika bir işe yarıyordu.. Klasik müziği üniversiteye sokmaya.. Evin İlyasoğlu, yıllar önce bu hedefi kafasına koymuş, kolları sıvamıştı.. İlk konserlerde o tarihi Albert Long Hall'de birkaç kişi olurduk. Evin direndi. Dünyanın en ünlü müzisyenlerini getirmeyi başardı. Geçen sezon konserler öyle doluyordu ki, Evin zaman zaman bahçeye geniş ekran koyarak, salondan canlı yayın yapıyor ve talebi öyle karşılıyordu.
Tam bu sırada geldi, tokat gibi haber..
"Biz sponsorluktan çekiliyoruz.."
Çekilen Akbank'tı.. Gerekçe, tasarruf tedbirleri.. Bir kez daha söyleyeyim. Akbank bütçesi içinde farkında bile olunmayacak üç otuz para.. TV'den iki reklam eksilt, yeter..
Yazdım.. Finansbank anında "Biz varız" dedi.. Konserler devam etti..
Geçen hafta kulağıma bir haber çalındı..
Akbank, Oda Orkestrası'nı da kapatmaya karar vermiş ve müzisyenlere "Başınızın çaresine bakın" tebligatını yapmıştı..
İnanamadım..
Akbank Oda Orkestrası, tanıdığım en sanat dostu iş adamlarından Sakıp Sabancı'nın ülkeye armağanı, onun mirasıydı.
Sakıp Ağam, tüm iş dünyası içinde en yakınım, en arkadaşım Sakıp Ağam, "Bu halktan kazandıklarımızın bir bölümünü bu halka geri vermeliyiz" diyen iş adamlarının başında geliyordu. Çünkü kendisi en başta, bir halk adamıydı. İkincisi, sanatı kişisel olarak çok seviyordu.
Ülkesini ve insanını da..
Amerika'da, Türkiye hakkında en çok yazı yazılmasını ve tv programı yapılmasını sağlayan "Muhteşem Süleyman" sergisini, Washington'a götüren oydu.. Sadece o sergi ve tanıtımı için harcanan paralar bir servetti..
Belki de o zaman kafasına koydu, Washington'dakiler gibi bir müze/ galeriyi İstanbul'da açmak..
Açtı da.. Boğazın en güzel yerinde, dönümlerce bahçe içindeki köşkünü, içinde yaşadığı köşkü müzeye çevirdi..
Açılış günü ordaydım.. Terasta İstanbul'un en krem tabakası, içkilerini yudumlayarak, açılışı beklerken, elimden tuttu.. "Şimdi bunlar içeri doluşursa bir şey göremezsin. Gel ben sana, kurdela kesilmeden müzemi gezdireyim" dedi.. Tüm gezi boyunca sımsıkı tuttuğu elimi bırakmadan.. Nasıl heyecanlı, nasıl mutlu olduğunu, o elin içinden aldım, adım adım..
Hele o kendi özel merakı ile biriktirdiği Hat Koleksiyonunu gösterir ve anlatırkenki halini unutmama imkân yok.. Bir gün Dr. Hasan İnsel'in bir konferansı var. Gittim.. Ağam orda.. Beni görür görmez yanına çağırdı.. Oturdum..
"Hıncal, bu Ayazağa'da yarım kalan Kültür Sarayı'nın seni ne kadar üzdüğünü biliyorum.. Şakir Bey'le konuştum.. Onu biz bitireceğiz, merak etme artık" dedi..
Ama ömrü vefa etmedi..
"Şimdi ne olacak" dedim, Şakir Bey'e, cenaze sonrası.. "Sakıp Ağa'nın vasiyeti var, aile projeyi bitirir" dedi.. Bitirmediler. Böyle bir vasiyetin olmadığı söylendi..
İşte bu Sakıp Ağa'nın zamanında, 1992'de kurulan 20 yıllık Oda Orkestrası'nın da kapatıldığı haberine inanmak istemedim.. Evin'i aradım, "Doğru mu" diye..
"Maalesef" dedi Evin.. "İstanbul Festivali'ndeki konserleriyle veda ettiler.. Bir İlhan Usmanbaş çaldılar, dinlemeliydin.. Bu düzeye gelmiş bir orkestra nasıl kapatılır, anlamak mümkün değil.."
Düşündüm de.. Gene Akbank'ın sadece reklam bütçesi içinde, denizde bir damla durumundaki orkestranın masraflarından kurtulmak, Akbank'ı kurtarmaz..
Sakıp Sabancı Müzesi'ni kapatsınlar, Atlı Köşk'ü Arap şeyhlerine gecesi 50 bin dolara falan hizmet veren bir butik otele çevirsinler.. Çeviri masraflarını, sadece Sakıp Ağamın Hat Koleksiyonu sağlar.. Londra ve New York'ta müzayedelere koysunlar, milyonla dolar gelir..
Akbank Oda Orkestrası mı?.. Boğaziçi Gençlik Korosu'nun yaptığını yapsınlar.. Cem Mansur Şef onları toplasın. Metro'da bir konser versinler, yeni sponsor bulmak için..
Yazıktır, ayıptır, yahu!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA