Adı Edris Stannus.. İrlandalı.. O zaman nasıl "Türk" oluyor?.. Türkiye onu, bütün dünya gibi sahne adıyla tanır..
Ninette de Valois!.. İngiltere Kraliçesi'nin verdiği asalet ünvanıyla Dame Ninette de Valois..
Türk balesinin kurucusu.. Londra Kraliyet Balesi'ni 1931'de sadece altı dansçı ile kurup, dünya çapında bir kurum haline getirdikten sonra, Türkiye'ye gelmiş ve bu defa Türk Balesi'nin temellerini atmıştı. Hem de ne atış.. Yetiştirdiği gençler klasik balenin en dev eserlerini başarı ile temsil ederlerken, gözde öğrencisi Meriç Sümen, Moskova Bolşoy'da baş rol oynayan ilk yabancı dansçı olarak tarihe geçti.
Peki niye "Türk!.."
Türk olmanın kanla ilgisi yok.. Hatta anayasanın vatandaşlık maddesiyle de ilgisi yok bana sorarsanız..
Türk olmak, Türkiye'yi, bu ülkeyi sevmek.. Bu ülke için çalışmak, yaratmak, arkandan kalıcı şeyler bırakmak..
Türkiye'de yüzlerce kızı, oğlu olmak..
Madam öyleydi işte.. Bale dünyası "Madam" derdi ona.. Onunla tanışma, elini sıkma mutluluğuna eriştim, Meriçleri, Gülcanları, Binay, Jale ve ötekileri kendimi rüyada sanarak hayran hayran izlediğim dönemlerde..
8 Mart 2001'de öldüğünde 103 yaşındaydı. Londra'da ölümünün 10'uncu yılında bir anma töreni düzenlemişler..
Tabii Kültür Bakanımız koşa koşa gitmiştir. Ya da, "Çok önemli işlerim dolayısıyla.." telgrafını yollamıştır, en azından..
Ben anma gününü Cumhuriyet'te okudum.. 25 Nisan pazartesi.. Nevsal Baysal yazmış.. Ve de ne güzel yazmış..
"Ziyafet gibi bale konferansı olur mu" demiş, Madam'ın kurduğu Royal Bale'nin yeni yöneticisi Dame Monica Mason.. "Olur hem de nasıl" diye de kendi yanıtlamış..
"Adventurous Traditionalist" koymuş, İngilizler Anma Günleri'nin adını.. "Maceraperest Gelenekçi.." Tam da Madam'ı tarif ediyor.
Konferans boyu, Madam'ın İngiliz ve Türk Balelerini nasıl yoktan var ettiği anlatılmış, belgeseller gösterilmiş. Hayatta olan öğrencileri katılmışlar, anmaya.. Anılarını nakletmişler. Madamdan nasıl korktuklarını anlatmış hepsi.. Ünlü balerin, şimdi 80 yaşında Dame Beryl Grey "İkinci Dünya Savaşı'nda Londra'ya yağan Alman bombalarından çok, hocamızdan korkardık" demiş.. Bu arada, Madam'ın Meriç'in yolunu nasıl kestiğini de anlatmış.. Dame Grey, hayran olduğu Meriç'i kendi balesine almak için her şeyi tamamlamışken Madam'dan fırçayı yemiş.. "Hayır almayacaksın. Ona Türkiye'nin ihtiyacı var" diye.
Levent Kurumlu'nun "Boğaz Kıyılarında Dans" adlı belgeselinin de prömiyeri yapılmış konferansta.. Madam, belgeseldeki söyleşisinde "Ben acımasız değildim ama çok sert olmam gerektiğinde sert davranmış bir kişiydim. Sertlik bir yerde dürüstlük demektir" diyor.
İngiltere'den en değerli hocaları davet ederek kurduğu Türk Balesi, dünya klasiklerini birbiri ardına sıralar ve mesela "The Rake Progress"te, dünya çapında uzmanlara göre İngilizlerden daha iyi dans ederlerken, Valois "Türk balesinde Türk adımları da olmalı" diyerek, Ferit Tüzün'ün müziğiyle Çeşmebaşı adlı baleyi hazırladı. Türk gölge sanatlarının iki kahramanı Karagöz ve Hacivat'ı balenin içine yerleştirdi. Madam'la birlikte Türkiye'ye gelip uzun süre çalışan dünyaca ünlü koreograf Richard Glasstone "Karagöz ve Hacivat'ın dansları, koreografik bir mücevherdir" demiş, konferansta..
Nevsal "Dört yıldır hazırlanan konferans, son gün tüm öğrencilerinin 'Teşekkürler Madam' deyişi ile sona erdi" diyor. Onun yazısı da "Peki Madam'ın Türk öğrencilerinin de vefa borçlarını ödemelerine olanak sağlanacak mı?. 2011 sona ermeden, Türkiye'de de benzeri bir etkinlik görecek miyiz acaba" sözleriyle bitiyor..
Rengim Gökmen Şefim bu sese kulak verecektir.. Ben tarihini ve yerini de söyleyeyim.. Aspendos Festivali'nde Açılış, ya da Kapanış gecesi..
Çeşmebaşı'nın tamamı ve Kuğu Gölü'nün bir perdesi.. Dünyanın en unutulmaz Kuğu'larından Meriç Sümen'i, Madam'ın en değerli öğrencisi Meriç'i de "Kraliçe" olarak sahneye çıkararak!.
(Teşekkürler Cumhuriyet.. Teşekkürler Nevsal Baysal.. Bu güzel sayfa ve bu güzel sayfa ile Maceraperest Gelenekçi "Türk"ü Türkiye'ye de hatırlattığınız için..)