Kendimi bir Agatha Christie öyküsü izler gibi hissettim, bana sorarsanız gelmiş geçmiş en ünlü polisiye yazarı Agatha yeniden gündemdeyken. Hoş bir tesadüf..
Ortada bir cinayet ve yığınla şüpheli var, ama ceset yok.. Üç saate yakın.. Ama aksiyon değil, düşünce polisiyesi..
Olaylar tam bir mantık sürecinde gelişiyor.. Agatha'dan iki farkı var.. Birincisi bu defa delilleri toplama ve bir araya getirme işine, internetiyle bilgisayar da giriyor.. İkincisi.. Finalde Miss Marple, ya dedektif Hercule Pairot şüphelileri etrafına toplayıp anlatmaya başlamıyor. Çözüm başka türlü geliyor. Final sahnesi de çok hoş.. Çözenler de, filmin Miss Marple'ı, bir bilgisayar dehası, dövmeli ve piercingli çılgın kız ve Pairot'su, bu defa dedektif değil, polis adliye muhabiri, olgun yaşta bir gazeteci..
Kırmızı Ejderha Dövmeli Kız'dan söz ediyorum. Bizimkiler filmin İngilizce adını aynen çevirmişler. Oysa filmin yazıldığı ve yapıldığı ülkedeki İsveççe adı, "Kadınlardan Nefret Eden Adam!.."
İsveççe isim katili, bizdeki isim, katili kovalayanı tarif ediyor.
Roman 44 yaşında ölen Stieg Larsson'un.. Hollywood da çekim haklarını almış. Onlar da yapacaklar. Güzel de yapacaklar, inanırım. Çünkü ortada tam bir Hollywood senaryosu var, ama ben bu İsveç sinemasını da şiddetle tavsiye ediyorum.
İsimleri yazmama gerek yok, çünkü hiçbirini tanımıyorsunuz nasılsa.. Meraklısı internete girer bakar. Ama yönetim de, oyunculuk da çok çok iyi.. Hele de Dövmeli Kızı oynayan olağanüstü.
Sinema seven, polisiye seven hiç ama hiç kimse kaçırmasın.. Böyle bir lezzet her zaman karşımıza çıkmıyor artık sinemada..