Dünya ikinciliğine sevinmek mi gerek, finali kaybettiğimiz için üzülmek mi?
Dünya ikincisi olmak ve gümüş madalya almak güzel. Bugüne kadar takım sporlarında Türkiye'nin en iyi derecesi futboldaki dünya üçüncülüğü idi. Basketbol gibi çok önemli bir branşta dünya ikinciliği çok önemli. Litvanya- Sırbistan maçının sonlarını seyrettiyseniz o üçüncü olan Litvanyalılar'ın seyircileriyle nasıl göklere fırladıklarını gördünüz. Dünya üçüncülüğüne bayram eden Litvanya, üçüncü olamadım diye üzülen Sırbistan varken ikinciliğe üzülmemeliyiz. ABD'ye kaybetmek ağır bir sonuç değil. Üzücü olan istediğimiz basketbolu oynayamamış olmamız. Biz bu ABD'ye bu kadar farkla yenilmeyebilirdik. Bir Sırbistan maçı gibi sonuna kadar götürebilirdik. Ama adamları yakalayamadık bile.
Neden böyle oldu?
İlk yarı çocuklarımız kazanacaklarına inanmamış görüntüdeydi. İlk devredeki fark ABD üstünlüğünün değil, beceriksizliklerimizin sonucuydu. Üç kere 24 saniye ihlali yaptık. Kimse sorumluluk alamadı. Cesaret edemedi atmaya. Topu eline her alan potanın dibinde bile olsa verecek adam aradı. Bu kadar korkak olmamak gerekir. Böyle olunca, atışları da aynı korkaklık içinde yaptık. Üç tane çok basit turnikeyi, bu tip pozisyonlarda en iyi adamlarımız Ersan ve Ömer Onan kaçırdı. Bedava boş turnikeleri atmış olsak ilk yarı yapışık biterdi. Sonrasında ikinci yarı ne olurdu bilemiyorum. Koca takımda sorumluluğu alarak potaya bakan yoktu.
Yaklaştığımız her fırsatta ABD mutlaka keskin bir yanıt verdi. Biz niye yapamadık?
İki takım arasındaki fark bu. Bugüne kadar seyrettiğim bütün ABD takımlarında, mola aldıklarında o mola bir şey ifade ediyor. Moladan özellikle savunmada ateşlenmiş dönüyorlar. Üstüne fırtına gibi hücum etmeye başlıyorlar. Bunu yapacak adamları var. Bizim öyle bir adamımız yok. Durant atsın tamam, ama geri kalanlar üçüncü çeyreğe kadar 2/17 attı. Bu ABD'ye bu kadar geri kalmamalıydık. Biz atamadığımız için bu fark doğdu. Çünkü korkak oynadık. Mecbur kalmadıkça atış yapmadık. Attıklarımızda da elimiz titredi.
Biz bu Amerika'yı yenemez miydik?
Bu ABD'yi burada yenecek takım yoktu. Dün, "Yenmemizin tek şartı Sırbistan maçındaki kötülerimizin de iyi oynamaları" demiştim. Sırbistan maçında sorumluluk alanlar bile dün kayboldu. Bu tablodan 2011'e bakıyorum. Bu takım seneye Avrupa Şampiyonu olabilir. Belki burada Avrupa'nın iyi görünen takımlarından Litvanya ile oynamadık, belki yarı finalller ABDSırbistan, Türkiye-Litvanya olsa üçüncülük maçına çıkabilmemiz ihtimaldi. Belki "2011'de Avrupa Şampiyonuyuz" demek için erken. Ama bu takım, Avrupa Şampiyonası'nın en büyük favorilerinden. Gece bizim için kederli değil, turnuva da öyle. Takım olduğumuzu, olabileceğimizi gördük. Eksiklerimizi, yanlışlarımızı gördük. 2011'de daha da iyi olacağını düşünüyorum.