Sevgili Mehmet Barlas dün, "Hamamcı Ülfet" başlıklı yazısında Turan Güneş'ten alıntı yapmış.. "CHP dönüm noktalarında demokrasiyi bırakıp devletçiliğe kaçar" dermiş, Güneş..
Turan Güneş, Mülkiye'den hocam.. Mesleğe onun gazetesi diyebileceğim Yeni Gün'de başladım.
Daha sonra, gazeteci, siyasetçi olarak en yakın dostlarımdan oldu..
Tanıdığım en gerçek demokratlardan biri.. Demokrat Parti'deki Menderes diktasına baş kaldırıp ayrılan ve Hürriyet Partisi'ni kuranların liderlerinden.. Menderes basını yok etmeye kesin kararlı iken mahkemeye sevk edilen gazeteciye hiç değilse yazdıklarını "İspat Hakkı" verilmesini isteyen Turan Güneş ve arkadaşlarını, sadece adı "Demokrat" olanlar "O ne ki, İsmail Hakkı mı" diye alaya almışlar ve partiden ayrılmak zorunda bırakmışlardı.
Gerçek demokrat Turan Güneş, gerçek solcuların da başındaydı.. Hür. P- CHP birleşmesinden sonra katıldığı CHP'yi ortanın soluna alan, Sosyal Demokrat yapan, o zaman medyada "Mülkiye Cuntası" diye geçen gurubun da lideriydi..
Yani, Siyasal Bilgiler Fakültesi İdare Hukuku Profesörü Turan Güneş, demokrasi ile devletçiliğin zıt kutuplar, birbirinin alternatifi olmadığını bilirdi ve öğretirdi de..
Bu yüzden "Demokrasiden, devletçiliğe kayma" gibi bir laf etmesi mümkün değil..
Liberallikten, devletçiliğe, devletçilikten liberalliğe kayılır. Ama bu kaymaların hiçbiri, eğer ikisinde de aşırı uçlara gitmezseniz, demokrasiden kayma olmaz. Çünkü liberal demokrasiler de vardır, sosyal, yani devletçi demokrasiler de..
Yani, tarihinin hiçbir devrinde liberal olmayan (Altı okundan biri devletçilik, mümkün mü?.) CHP'nin, 1950 seçimleri öncesinden başlayarak, bugüne dek demokrasiden kaydığını söylemek de mümkün değildir. Hele de bunu Turan Güneş gibi bir Sosyal Demokrasi öncüsü, CHP'liye söyletmek imkânsızdır.. Sevgili Barlas yanlış hatırlıyor olmalı..