Bodrum'dan döndüm, Akmerkez hâlâ leş. Hâlâ önünden geçenlerin, yani her gün on binlerce kişinin göz zevkinin içine tükürüyor.
Sebep!..
İstanbul sahipsiz.. Alenen, resmen sahipsiz.. Bu kentin sahibi yok..
Paris'te, Londra'da böyle şeye izin verirler mi?..
Yazdık.. Belediye yanıt gönderdi.. "Ceza yazıyoruz.."
Yahu ceza belediyeye para kazandırır o kadar. Vatandaşın günahı ne?. Otorite bu mudur?. Akmerkez'den yanıt geldi..
"Tadilat izninde anlaşmazlıklar oldu. İşler yürüyemiyor, ama geçici çözüm bulduk. Avrupa anakentlerindeki gibi bir desenli bez perde ile çirkin görüntüyü kapatacağız işler bitene kadar.."
Haftalar geçti.. Bez mez yok.. Akmerkez'den aradılar..
"Sözümüz söz ama, o bezi germek için de belediyeden izin gerekiyor. Bu izni hâlâ alamadık.."
Yani çirkinliğe ceza kesen belediye, rezaleti saklamaya da izin vermiyor.. Olacak şey mi?.
Bodrum'dan döndüm.. Akmerkez hala kara merkez..
Adını AK Parti'den alan (Yani lafın gelişi.. Yoksa Akmerkez, AKP'den çok önce kuruldu) bir anakent binası AK Partili Belediye Başkanına inat edercesine, bir leş anıt olarak duruyor, İstanbul'un merkezinde..
Ve de siz, bu kentin sahibi var diye düşünüyorsunuz öyle mi?.
Etiler'de Akmerkez leş.. Taksim'de AKM, harabeyken, bu kentin sahibi var öyle mi?.
"Var" diyen var mı?.
Var mı, Sevgili Dostum Kadir Topbaş?.