Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Ben de Nazlı Hanım'ı yadırgadım..

Meğer Yasemin 29 yıldır beni küçümser, aşağılarmış da haberim yokmuş.. Vay nankör vay.. 1981'di Gelişim Yayınları'nda tanıştığımızda.. O gün, bugün bana "Hıncal Bey" der..
Valla, ben de bildim bileli patronlarını küçültür dururmuşum, farkında olmadan.. "Dinç Bey" dışında bir hitap şeklimi hatırlamıyorum.. Bugün de "Ahmet Bey" diyorum..
"Recep Bey'i deyişini yadırgadım" diyen Nazlı Hanım'a da kendimi bildim bileli "Nazlı Hanım" dedim.. Gerek yüzüne karşı, gerek başkalarına ondan söz ederken.. "O başka" mı diyorsunuz?..
1957'de gazeteciliğe başladık.. Başbakan "Adnan Bey"di.. "İsmet Bey" hiç olmadı.. Çünkü o "İsmet Paşa"ydı.. Sonra Süleyman Bey geldi.. Sonra Bülent Bey.. Evine gidip konuk olduğum, sohbet ettiğim, o ünlü çaylarını içtiklerim "Bülent Bey ile Rahşan Hanım" oldular. Konuşurken de onlara "Bey" ve "Hanım "diye hitap ettim. Zaten herkes öyle hitap ediyordu. Kimsenin aklından Bülent Bey'in dilimize soktuğu, günümüzün en sahte, en samimiyetsiz, en anlamsız hitabını kullanmak "Sayın Ecevit" demek geçmiyordu.
"Sayın"ı dejenere ettik.. Siyasilerimiz dejenere etti.. "Sayın hırsız, Sayın ahlaksız, Sayın sapık, Sayın rüşvetçi"ler ortaya çıktı. "Sayın" diye başlayıp etmedik hakaret bırakmadık..
Bu sahtecilik, bu ikiyüzlülük, bu yapay kibarlık yıllardır kimseyi rahatsız etmiyor ama "Recep Bey" lafına takılıverdik..
Neden?.. "Bey" lafı nasıl küçümseme, nasıl aşağılama olur?.. Bu ülkenin en saygı ifade eden sözcüğüdür, asırlardan beri.. Ve asla "Sayın" gibi yozlaşmamıştır. Anglo Sakson dillerine bakın..
Amerikan, İngiliz gazetelerinde, hitaplarında kullanılan sözcük "Mr." dır.. Yani Bay..
İngiliz gazetesi başbakanından Mr. Churchill diye söz eder.. Ama Churchill, kraliçeden asalet unvanı alırsa, ona artık "Sir Winston" derler.. Yani "Winston Bey" olur artık..
Yani "Bey" sıfatı ile ön ad kullanım, aşağılama değil, tam tersine yüceltmedir.
Ne var ki, Anglo Sakson medyası, başbakan ile seri katil, cani arasında ayrım yapmaz..
Başbakana "Mr. Cameron" derken, sevgilisini, kafasını kesip öldüren kanlı katili de "Mr. Garipoğlu" diye yazar.. "Recep Bey" deyişi "Sayın Erdoğan" a göre çok daha içten, çok daha sıcak, çok daha geleneksel, çok daha Anadolu, çok daha halk usulü bir hitap şeklidir..
Bu deyişi, hem de bu ülkenin en muhafazakâr, en gelenekçi kesiminin yadırgamasını ve ucuzlamış, dejenere olmuş, yapay Batı taklitçiliğine hem de o kesimin sahip çıkmasını anlamakta zorlanıyorum..
Nazlı Hanım,
Karşılaştığımızda size hep "Nazlı Hanım" diyorum. Sizden söz ederken hep "Nazlı Hanım" ifadesini kullanıyorum.. Sizi küçümsediğim hissine kapıldınız mı hiç?. Yoksa her defasında size olan saygımı derinden mi hissettirdi, bu ifadem?.
Bundan böyle size "Sayın Ilıcak" dememi mi tercih edersiniz, yoksa?..

***

Gene yeri geldi..
Perde kapanmış.. Seyirci yıkılıyor.. Hep bir ağızdan baş oyuncunun adını haykırıyorlar.. "Sarah!.. Sarah.. Sarah!.."
Kuliste müthiş bir performansla bu alkışları hem de nasıl hak eden Sarah Bernhardt yanındakilere dönüyor..
"Dinleyin.. Dinleyin.. Doğduğumda bir soyadım vardı. Ben ona bir ad ekledim!.."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA