Hüseyin Çapkın Müdüre bir örnek vermek isterim.. Herhangi bir gece, saat on falan sularında kimseye haber vermeden Ulus'tan Nispetiye Caddesi'ne gitsin, sivil araba ile.. İki ana arter arasındaki o dar by-pass yolunda, iki taraflı "Park Yasağı" levhalarına rağmen hem de duble park etmiş arabaları görecektir.
Kaldırım kenarında de luxe, 4x4 en pahalı hava atma arabaları.. İkinci sırada taksiler.. Oysa orda Akmerkez'in bir kapalı, bir de açık oto parkı var..
En kötüsü, bu duble park etmiş arabaların arasında dolaşan "Görmez, duymaz, karışmaz" trafik polisleri..
Çünkü Çapkın Müdür, polisinizin gücü, PaperMoon'a yetmiyor.. Oraya devleti bir türlü getiremiyorlar.. Ya da.. Onu ifade dahi etmek istemiyorum..
Ama o yol benim yolum.. Gece gündüz, günde 2-3 kez geçiyorum ve trafik polislerinin tam bir değnekçi havasında bu cinayete ortak oluşlarını her defasında üzüntüyle izliyorum..
Akmerkez etrafı oysa, bu kentte Trafik Polisi ve otoritesinin varlığını göstermesi, hissettirmesi için pilot bölge aslında.. Tam tersini gösteriyor.. Ordaki başıboşluğa bakanlar, İstanbul'u dağ başı sanıyor ve her yerde öyle davranıyorlar..