Yeni yapılan Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na gittim ve hayal kırıklığına uğradım.. Yıkılmayı bin kez hak eden, o hangardan bozma eski leşin yerine, Modern Türk Tiyatrosunu kuran adamın adına yakışır muhteşem bir salon bekliyordum. Hele de AKM'nin ve Ayazağa'nın acıklı durumları ortadayken ve 2010 Avrupa Kültür Merkezi İstanbul'da doğru dürüst bir salon dahi yokken..
Ne yapmışlar bilir misiniz?.
***
Çin'de 2 saatte provasız takım elbise diken terziler ünlüdür. Sabah kumaşı seçer, öğleden sonra takımı alırsınız.
Amerikalı işadamı akşam büyük devlet resepsiyonuna gidecek. Smokini giymiş ki, tam cebinin üzerinde kocaman bir yağ lekesi..
Çıkarmak mümkün değil. Doğru terziye koşmuş.
"Bunun" demiş, "Aynisini yap bana.. Saat dörtte alırım.."
Dörtte gitmiş. Hazır değil. Beşte değil.. Resepsiyon sekizde.. Yedide nihayet vermiş ceketi terzi. Hemen oracıkta giymiş, ancak yetişecek.. Ve ne görsün.. Cebin üzerinde kocaman bir yağ lekesi..
"Bu ne" diye gürlemiş terziye..
"Ah bayım ah" demiş, terzi.. "Ceketi yarım saatte diktim, ama bu lekenin aynisini yapabilmek beş saatimi aldı. O zamanda on takım dikerdim.."
***
Anladınız değil mi?..
O eski, çirkin salonu nerdeyse bire bir aynen yapmışlar. Üstelik daha kötü, daha baştan savma, daha şişirme bir kulisle..
Belediye büyük bir fırsatı kaçırmış..
Ben Topbaş'ın yerinde olsam bir daha yıktırırdım.
Bu çirkinliğin mimarı kim, ona diplomayı kim vermiş, onu da merak ediyorum. Ortaya çıkar mı acaba?..
***
Bu arada..
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Ayazağa'yı yıkıp yerine "Arena" yapmaya kararlı alışveriş merkezi şirketçileri, İKSV Vakfı Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Ayazağa'yı başından beri vakıf adına izleyen mimar Doğan Tekeli'nin katılacağı bir toplantı düzenleme sözü verince "Ateşkes" ilan ettiğimi yazmıştım.
Bir bakan için bu deyimi kullanmak istemem, hele "Dostum" dediğim birisi için. Ama Günay beni galiba uyutma niyetinde. Aradan bunca hafta geçti. Ne ses var, ne toplantı..
Sevgili Günay.. Beni bilirsiniz.. Uyumam ve uyutmam..