Gazeteler evleri basılan, gözaltına alınan ve tutuklanan emekli ve görevdeki Ordu mensuplarının biyografilerini yayınlıyor. Haberciliğin gereği bu.. Daha ilk adım.. Mesleği meslek yapan ünlü beş sorunun ilkidir çünkü, "Kim?."
Efendim bunları yayınlamak, onları aklamaya çalışmak çabasıymış..
Bakar mısınız?.
"Aklamaya çalışmak.."
Kimi aklamaya.. Zaten "Ak" olanı.. Çünkü haklarında verilmiş ve kesinleşmiş karar olmayan herkesin "Ak" olduğu, demokrasinin temel hükmüdür.
Hani "Ben cumhuriyetçiyim" diyorum. Onlar demokrat ya.. Hani ben Cumhuriyetçi olduğum için faşistim ya..
Onlar demokrat ya?.. O demokrasinin temel hükmüdür bu, kural..
Durmadan bu soruyu soruyorum.. Durmadan "Demokrasi'nin biraz hamilesi olmaz" diyorum.. Gerçek demokratsanız, sapına kadar demokratsanız, sonuna kadar demokrasinin ilkelerini savunun" diyorum.
Çıtları çıkmıyor. Çıkamaz. Çünkü demokrat falan değiller. Bazılarının kendi hesaplarında farklı, çirkin emelleri var. Demokrasiyi bu emellere kılıf geçirmek için kullanıyorlar.. Hepsi o..
Demokrasi, çoğunluğun, azınlığı ezmesi değildir. Demokraside azınlık yoktur. Gereğinde "Hayır" diyen bir tek kişi, "Evet" diye bağıran 70 milyon önünde haklı olabilir.
Demokrasiye bu gücü veren, hukukun üstünlüğüdür.
"Halkın sesi, hakkın sesidir" denen şey budur.. Hakkın, yani hukukun sesi..
Demokrasilerde, insanlar suçsuzluklarını kanıtlamak zorunda değillerdir. Çünkü demokrasilerde aksi kanıtlanana ve hakkında kesin hüküm verilene kadar herkes suçsuzdur.
"Ben cumhuriyetçiyim" dediğimde, bana "İngiltere cumhuriyet mi?. Ama orda demokrasi var" diyorlar. Öyledir.
O zaman örnek verdikleri ülkeye iyi baksınlar.. Onların medyasında Cem Garipoğlu, hakkındaki hüküm kesinleşene dek "Mr. Garipoğlu" diye yazılır. "Cani, katil, sapık" diye değil..
Oysa bir de bizim demokratlara bakın.. Daha ortada suç, suçlama bile yok..
"Aklamaya çalışıyorlar.."
Bu ne demek.. "Adam kara" demek. Yani daha ortada mahkeme, üstelik Yargıtay da değil, ilk mahkeme kararı bile yokken "Kara" olduğuna karar vermiş, bizim demokrat. Ben "Kimdir" diye hayat hikâyesini yazarsam, aklamaya çalışmış oluyorum. Yargısız infazın, yargıyı baskı altına almanın bu kadar kara örneği olur mu?.. Üstelik aylardan beri her gün, her saat sürüyor bu baskı.. Ve sürdürenler "Demokrat" oluyor.. Sevsinler..
İşte meslektaşımız Aylin, 10 aydır tutukluydu.. İlk, ama ilk duruşmasında tahliye edildi.. Ne olacak şimdi?. Tutuklanınca kara mı oldu Aylin?. Ya da tutuksuz yargılanma kararı çıkınca aklandı mı?.
Sevgili Okurlar..
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk yıllardan beri bu "Demokrat" geçinenlerin bayrak yaptığı bir hukukçuydu. Çünkü Selçuk, Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanı seçilmesi için "Komiklik" demişti. Sezer'in konuşmalarını "Eline yazılıp verilenleri okuyor" diye eleştirmişti. Anayasa için "Mevcut anayasa değiştirilmeli değil, kaldırılmalı" cesur çıkışlarını yapan adamdı. Şimdi demokratlar Selçuk'un sözlerini görmezden geliyor, duymuyor, dinlemiyorlar bile.. Çünkü işlerine gelmiyor. Çünkü Selçuk'un sözleri, bu sahte demokratların suratlarına bir tokat.. Öyle bir tokat ki, yiyen ayakta kalamaz..
İşte bu ülkenin en demokrat hukukçusu Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'tan birkaç alıntı..
"Ergenekon davasında herkes, yargıçların görevini yerine getirmeye çalışıyor. 'Bir insan kesin hüküm verilinceye kadar suçsuzdur' ilkesi çiğneniyor."
"Ergenekon davası şu anda Türkiye kamuoyunun en fazla ilgilendiği davadır. Böyle bir davada herkesin yargıçların yerine geçerek, karar vermesi yanlıştır. İlkeleri çiğniyor herkes."
"Bir insan kesin hüküm verilinceye kadar suçsuzdur. Kesin hükümden kasıt nedir? Dava Yargıtay'dan geçecek ve kesinleşecek. Verilmiş olan karar, kesin karar değildir. İlk mahkeme bir karar verecek. Ona karşı Yargıtay'a gideceksin. İlk mahkemenin vermiş olduğu karar yanlış olabilir. O tarihte bile o kişi için siz, 'Tamam sabit oldu suçu' diyemezsiniz. Bütün aşamalardan geçecek karar kesinleşecek, ondan sonra diyeceksiniz ki "Tamam." Onun adı da literatürde 'Bir hüküm, kesin gerçek sayılır.' Bakın dikkat ederseniz 'Bir hüküm, kesin gerçektir' demiyorum. 'Gerçek sayılır' diyorum. İleride bir bakarsınız örneğin 10 yıl sonra bu hükmün yanlış olduğu anlaşılır, gözden geçirirsiniz. Bu yollar açıktır. Kesin saymak başka bir şey, gerçek saymak başka bir şey onu söylemek istiyorum."
Şimdi benim demokrat aslanım artık Sami Selçuk'u adam yerine koyar mı?
Ergenekon davası, kesin sonuçlanıncaya dek, tutuklu, tutuksuz, yargılanan herkes aktır.
Ak olanları aklamaya çalışmak gerekmez.
Görev onları suçlayan Cumhuriyet savcılarındadır. İthamlarının gerçek olduğunu kanıtlamak ve kesin hükme ulaşmak onların işidir.
Gerçek demokratları, bu temel ilkeyi ölçüt kullanarak belirleyebilirsiniz.
Yargısız infaz yapanlar ve hukuken "Ak" olanlara, peşin hükümle, kendi kafalarından kara çalanlar "Sahte" demokratlardır..
Hani piyasada 3 otuz paraya "Satılan" çakma "Marka"lar ya.. Onlardan..