Yedi şehit daha.. Yedi ana daha acıyla ağlıyor.. En az yedi yüz bin ana da endişe içinde bekliyor.. Oğlu askerde olan.. Ya da askerlik çağına gelen.. Veyahut da dağa çıkacak yaşta olan..
Sorumlusu kim?..
"Bu da soru mu, PKK tabii.."
Peki bu yanıt, sizi, bizi kurtarır, tatmin eder mi?..
PKK gerçeği var.. 30 yıldır var.. 30 yıldır, öldürüyor ve ölüyorlar.. Asker 30 yıldır savaşıyor ve 30 yıldır ayni şeyi söylüyor..
"Biz savaşırız.. Ama dağa çıkmaların yolu kesilmezse bu savaş bitmez.. Çözüm dağda değil ovadadır.."
O zaman tekrar soruyorum..
"Sorumlu kim?.."
Bu yedi şehidin sorumlusu kim?..
"Kürt açılımı" diye başlayan ama ilk krizde öfkelenip, krizi yönetemeyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan..
Gençlerin kanı, anaların acısı üzerinden siyaset yapılamayacağını bir türlü öğrenemeyip, Meclis'i terkeden Ana Muhalefet Lideri Deniz Baykal..
Bırakın çözümü, diyalog kurmayı bile reddeden Devlet Bahçeli.. "Biz çözümü siyasette arıyoruz" lafı ederken, öte yandan İmralı'nın kuklası, oyuncağı gibi davranan DTP başkanları ve milletvekilleri..
Askeri yıpratmak, askerliği sıfırlamak için ellerinden geleni artlarına koymayan sözde liberal, sözde demokrat yazarlar..
Bu ülkede yüzlerce yıldır kucak kucağa yaşayan insanları birbirine düşürmek, düşman etmek, ülkeyi önce nüfusu, sonra sınırları ile bölmek için bilerek, ya da bilmeyerek her şeyi yapan kalabalıklar..
"Bu yedi şehidin sorumlusu kim" sorusunu kendilerine sorarlar mı?..
Herkes aynaya baksın..
"Bu yedi canda benim sorumluluğum yok" diyen kaç kişi kalacak aramızda,
görmek isterim..