Haldun Üstünel ondan hiç beklemediğim bir şey yaptı.. Hırsı, öfkesine yenilerek ve de sadece dedikodulara dayanarak yaptığı bir açıklama ters tepip üzerine yıkılır gibi olunca, çıkıp özür dileyeceğine, bunca yıllık yakın arkadaşı Galatasaraylı gazeteci Gökmen Özdemir'i sattı..
Gözlerime, kulaklarıma inanamadım..
Ercan Saatçi ile Metin Özülkü arasındaki özel ve de bu ülkede her adımda rastlanan, herkesin kullandığı bir konuşmanın bandını yıllarca saklayıp, tam da Hürriyet Sporda Aziz Yıldırım'ın has adamı Esat Yılmaer görevden alınmışken ve Ercan Saatçi ve Mehmet Aslan Yönetimindeki yeni Hürriyet'in manşetlerini Fenerbahçe Divan Kurulu'nda bizzat Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım "Bana saldırıyorlar. Bana saldırmak Fenerbahçe'ye saldırmaktır" diye eleştirmiş ve tahriklerde bulunmuşken internete düşürmek hem de nasıl bir komployken, Haldun Üstünel, bizzat kendisi Fenerbahçe'ye sövmemiş ve hatta tribün liderliği yaptığı dönemlerde sövdürmemiş gibi, topa balıklama dalmış, sonra da "Ercan Saatçi beni tehdit etti" demişti.
Ortada böyle bir tehdidin olmadığı anlaşılınca bu defa güya açıklama yaptı.
"Ercan bizzat tehdit etmedi. Vatan Spor Şefi İbrahim Seten ve yardımcısı Gökmen Özdemir aracılığı ile tehdit etti" dedi.. Bir de resim yayınlandı gazetelerde.. Gökmen'in Haldun'a yolladığı özel mesaj..
İnanamadım.. Haldun'un bunları yaptığına inanamadım..
Haldun böyle apar topar ortaya atlamış "Galatasaray'ın namusu benden sorulur" havası vermek için aklına geleni söyler, bu sayede Aziz Yıldırım'ın ekmeğine nasıl bal, kaymak, yağ sürdüğünün farkında olmazken onu arayıp "Yahu etme.. Bu iki arkadaş arasında özel konuşma.. Bizim evde her Fener, her Galatasaray maçlarında neler söyleniyor, bir gizli kamera konsa.. Sen kendin, hiç sövmedin mi, sövdürmedin mi?.. Senin kayıtların varsa ne olacak" deseydim mesela, şimdi "Tehditçi" diye benim yolladığım mesajlar gazetelerde yayınlanacak, "Ercan, Hıncal'ı kullandı" diyecekti, demek.. Diyordum nerdeyse de, son anda Haldun'u aramaktan vazgeçtim, Adnan Polat'la konuştum. Yani ben de Adnan'ı tehdit etmiş oldum. Ben açıklayayım bari, Haldun'dan önce..
Haldun'la Gökmen yıllardır yakın arkadaş.. "Beni tehdit etti" dediği günün ertesi, tehdit edenle, edilen tam 6 saat Bükreş'te kol kola gezdiler, baş başa yemek yediler.. Bu nasıl iş Haldun?.
Gökmen'i hedef gösterdin. Bu ülkenin en iyi gazetecilerinden biri.. En iyi Galatasaraylı gazetecilerinden biri.. Onu UltraAslan denen holiganlara hedef gösterdin.. Ben onlar yüzünden maçlara gitmez oldum.. Onların organize küfürleri Ali Sami Yen'i sardığı için.. Kendilerinden başkasına tribünlerde yaşama hakkı tanımadıkları için..
Fener, Galatasaray'ı Kadıköy'de on yılda onuncu kez yendikten sonra, Sivas'a gol atınca Ali Sami Yen'den yükselen ve Lig TV'ye ses kanalı kapattıran tezahürat neydi Haldun..
"Gooollll" değil.. Galatasaray'ın dünya sembolü "Re.. Re.. Ra" da değil.. O çoktan unutuldu. UltraAslan artık iğrenç, uyutan ve takımı öldüren arabesk şarkılar söylüyor. Üstelik Galatasaray'a özel değil hiçbiri. Her takım ayni iğrenç şarkıları söylüyor. Galatasaray farkı kalmadı artık. Taraftarlık, UltraAslan sayesinde sıradanlaştı..
Ne diye bağırdılar, Sivas gol atınca..
"Fener'e Sin Kaf!.."
Şimdi Fener'e atamadıkları golü başkalarına atınca Fener'e tribün temposuyla sövenler, Ercan'ın özel sohbet söylemini utanmadan protesto ederken, sen başlarına geçiyorsun ve hepinizden has Galatasaraylı Gökmen'i önlerine yem diye atıyorsun.
Gökmen maçları aynen benim gibi satın aldığı kartla tribünden izler. Ali Sami Yen'deki o mezarlık gibi utanç/Basın tribününden değil. Şimdi o tribünde kılına halel gelirse sorumlusu sen olacaksın Haldun..
Galatasaraylı yöneticinin işareti ile Galatasaraylı gazeteci, Galatasaraylı seyirciden dayak yiyecek, küfür işitecek.
Aferin sana Haldun..
Harika bir yöneticisin, ama yerin yanlış.. Galatasaray'da işin yok.. Doğru Aziz Yıldırım'a koş. Ona yaptığın bu hizmeti değerlendirecek, seni alnından öpecektir, merak etme..