Önce Almanya'da yaşayan Sevgili Dostum Dr. Erdoğan Karatay'dan gelen satırları okuyalım..
"Özellikle Avrupa ülkeleri Uluslararası Eskrim şampiyonalarını almak için büyük uğraş verirler. Bir Avrupa şampiyonası düzenlemek büyük bir başarıdır. Hele hele Dünya Eskrim Şampiyonası düzenlemek bir ayrıcalıktır. Dünya Eskrim Şampiyonası'nın bu yıl Antalya'da yapıldığını, Alman medyasından öğrendim. Ama şöyle başlıklarla...
"Hayalet tribünler önünde Dünya Eskrim Şampiyonası / Akdeniz'in incisi Antalya'da tribünler bomboş!"
Almanya'nın en önemli TV kanalı ARD, haberinde boş tribünleri de göstererek yorumlarını yaptı. Diğer TV kanalları, kanalların Video-Text'leri, çeşitli internet siteleri (focus, welt.online, Spiegel) ve tabii basın (FAZ, die Welt, Berliner Morgenpost) Antalya'daki şampiyonanın boş tribünler önünde yapıldığını yazdılar. Oysa özellikle Almanya'da biletler, hele final biletleri haftalar öncesinden tükenirdi."
Erdoğan'ın bildiği bu.. Ya bilmedikleri..
Ayni tarihlerde Adana'da Avrupa Engelliler Basketbol Şampiyonası yapıldı. Üstelik Türkiye ikinci oldu.
Kimsenin haberi yok..
Geçen cumartesi Silivrikapı'daydım..
Niye?..
Haberiniz var mı?.. Artistik Patinaj'da Gençler Uluslararası Grand Prix'nin Türkiye ayağı yarışmaları vardı.. 35 ulus katılıyor.. Tribünlerde 35 seyirci ya vardı, ya yoktu. Tek gazeteci de bendim..
..Ve bu Türkiye'de bazı kişiler hiç utanmadan, hiç sıkılmadan Olimpiyada talip oluyorlar.. Yıllardan beri "Hayalet" Olimpiyatları İstanbul'a getireceğiz masalı ile milyonları har vurup harman savuruyor, birinci mevki uçak biletleri, de luxe otellerde dünyayı dolaşıyorlar. İstanbul'un başına hiçbir işe yaramaz, atsan atılmaz, satsan satılmaz bir Olimpiyat Stadı leşini bela ediyorlar.. Buna karşılık işe yarayacak tesisleri bir türlü bitirmek akıllarına gelmiyor.
Düşünebiliyor musunuz?.. Sözüm ona 2000 İstanbul Olimpiyatları için planlanan ve kaba inşaatı biten kapalı yüzme havuzu, hem de Olimpiyat Evi'nin tam karşısında 9 yıldır Truva harabeleri gibi dururken, gene ne akla hizmettir bilinmez alınan Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası için İstanbul'un tek doğru dürüst kapalı salonu Abdi İpekçi kazılarak havuza çevriliyor.
Peki bu rezillikler olurken Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ve onun muhterem başkanı nerde?.. Gören duyan var mı?..
Yok.. Beyler Olimpik Ulufeyi paylaşmada anlaşmazlığa düşmüş olmalılar ki birbirlerine düşmüşler, son gelen haber bu..
Alman basınında çıkan "Hayalet Tribünler önünde Dünya Şampiyonası" başlıkları eğer TMOK'u rahatsız etmiyor, onun muhterem başkanı "Biz 20 yıldır Olimpiyat almaya çalışırken bu rezillik nedir" diye ortaya atılıp, hesap sormuyorsa, söyler misiniz bu kuruluş ne işe yarar?..
Ayıp medyanın.. Tamam.. Ayıp, bu şampiyonaları "Dostlar alışverişte görsün" diye yayınlayan ama, en adi diziye gösterdiği ilgiyi dahi esirgeyip, iki satır ilanla duyurmayan TRT'de.. Tamam..
Ama ayıbın asıl en büyüğü, başta TRT, medyanın bu ilgisizliğini bile bile, bu şampiyonaları alan, bu halkın vergilerini, babalarının mirası gibi harcayan, karşılığında "Türkiye" adını alay konusu yapan yöneticilerde değil mi?.
Kendi paramızla dünyaya rezil olmak..
Hayalet Tribünler önünde yarışmalar yaparken, utanmadan Olimpiyada talip olmak..
Türkiye'nin düşürüldüğü durum budur..
Peki bu rezaletin hesabını soracak yok mudur?.
Bu ülkede spor özerktir. Ama devletin idari vesayet, yani denetim ve gözetim yetkisi vardır..
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak, bu yazdığımız Şampiyonaları duydu mu mesela?.. Birisine gitmek aklına geldi mi?.. Hayalet tribünleri gördü mü?. Federasyon Başkanlarını çağırıp "Almayı biliyorsunuz da, duyurmayı, tribün doldurmayı niye bilmiyorsunuz?. Bu milletin parası ile bu ülkeyi rezil etmeye hakkınız var mı" diye sordu mu?.. Sormak aklına geldi mi?.
Gelmez.. Çünkü o "Spor"dan değil, "Futbol"dan Sorumlu Devlet Bakanıdır. Geri kalanları, bilmez, izlemez.. Merak da etmez!..
Etseydi eğer, bu rezillikler olmazdı zaten!..