Genç ve deli dolu bir Cumhuriyet yazarı olarak, İsmail Cem'den sonra gelen ve TRT'deki ilerici kadroları tasfiyeye başlayanlara nasıl kızıyordum.. O zamanlar her pazartesi bir de TV sayfası yapardım, gazetede..
TRT'ye katılan her yeni kişi için peşin hükümlerim vardı.. Hepsi damgalıydılar benim için..
İki kişiyi yakından tanımam, peşin hükümcülüğün, damgacılığın nasıl yanlış olduğunu bana öğretti..
Birisi Ahmet Güner.. Öteki Yücel Çakmaklı..
Adam gibi adamlardı.. TRT'ye gittiğimde sohbetlerine doyamaz oldum..
Ahmet Güner'i yıllar sonra geçen hafta Ortaköy'de gördüm, nasıl mutlu oldum..
Ayni günlerde Yücel Çakmaklı'yı toprağa verdik..
Nur içinde yatsın!..