Onlara anladıkları dilden hitap etmeyi tercih ettim..
Bir Müslüman, hem de mübarek Ramazan ayında bu katliamı yapar mı?. İnsanın hiç mi vicdanı sızlamaz..
"İlim Çin'de de olsa gidiniz, bulunuz" diyen Hazreti Muhammed..
"Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" diyen, onun akrabası, Müslümanlık kurulur ve yayılırken sağ kolu, ardından Halifesi, Hazreti Ali..
Sadece bu iki deyiş, Kutsal dinimizin "Öğrenme ve öğretme"ye ne kadar saygılı, ne kadar teşvikçi olduğunu kanıtlamaya yeter. Kutsal Kitabımızı karıştırın. İçinde neler neler var, ayni konuda..
Şimdi, hem de nasıl Müslüman olarak bilinen Anakent ve Eyüp Belediye Başkanlarına soruyorum..
Siz ne biçin Müslümansınız ki, okulların açılmasına 15 gün kala, bir okulu, bir eğitim yuvasını, yangından mal kaçırır gibi, Pazar sabahı erkenden, yani o yıkımı durdurabilecek insanlar tatilde ya da uykuda iken deprem görmüşe çevirirsiniz..
Pazartesi Sabah'ta resimleri gördünüz mü?.. Ders malzemeleri bile paramparça.. Onların çıkarılması için dahi izin verilmemiş.. Milli Servet yok edilmiş..
Hangi insan, hangi vicdan bunu yapar?..
Diyelim bu okul, işgal edilen bir arazide kaçak yapıldı. Diyelim okuldaki her şey kanunsuz..
Yahu aceleniz ne?..
O okulun bulunduğu yeri bilir misiniz Sevgili Okurlar.. Ben kırk defa gittim, bilirim. Dağ başında Allahın unuttuğu bir yer. Deniz kenarı, manzaralı falan değil.. Yerleşim yeri bile değil.. Orayı acilen yıkmayı gerektirecek tek sebep yok. Çünkü yerine yapılacak bir şey yok..
Yıkmanın tek sebebi var..
Yıkmak!..
Yık kardeşim..
"Bak okullar açılıyor.. Minnacık çocuklar sokakta kalmasın.. Bu yıl son.. Seneye haziranda gelirim, binaları elinden alırım" desen ne kaybedersin..
Lütfen söyleyin, adını bilmediğim, bilmek de istemediğim Eyüp Belediye Başkanı..
Lütfen söyleyin Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş?..
***
Bu okulu, Zafer Mutlu'nun teşebbüsüyle Bülent Eczacıbaşı, Cem Boyner, Zülfü Livaneli, Cem Kozlu, Asaf Savaş Akat, Mustafa Taviloğlu ve Ercan Arıklı kurdular.. İsimlere bakar mısınız?.. Bunlar kazanç peşinde kişiler mi?.
Yıktırılan binalardan birini Bülent Eczacıbaşı, birini Ercan Arıklı bağış olarak inşa ettirdi..
Nerede?.. Milli Emlak'tan ihale ile 29 yıllığına kiralanan arazide.
Okul kurulup çalışmaya başlayınca, Eyüp Belediyesi, Milli Emlak'ı mahkemeye verip, arazinin kendisine ait olduğunu iddia ediyor ve mahkemeyi kazanıyor. Okulun arazisinin mülkiyeti devletten yerel yönetime geçiyor..
Geçsin..
Kazın ayağı öyle değil..
Eyüp Belediyesi okula düşman. Dava üstüne dava, mahkeme üstüne mahkeme.. Sonunda da, bir Pazar sabahı, muhtar mühürlü bir kağıtla, sahur vakti baskın ve yıkma..
Şimdi Anakent ve Eyüp Belediye Başkanlarına soruyorum..
1- Bu okul Fethullah Gülen'e ait olsa, yıktırabilir miydiniz?.
2- Dağ başındaki bir bilim yuvasını yangından mal kaçırır gibi alel acele yıkmanın sebebi nedir?.. Bu kış o okulun yerine hangi kaçınılmaz halk tesisini yapacaksınız?.
3- İstanbul ve Eyüp Belediyesi sınırları içinde işgal edilmiş belediye arazi ve arsaları üzerinde kurulmuş ve halen çalışan kaç tesis var? Kaç yıldır çalışıyorlar?.. Onlara niçin göz yumuyorsunuz?.
4- Okulların açılmasına 15 gün kala, hem de ana ve ilkokul öğrencileri gibi, böyle şoklardan fena halde etkilenecek çocukların dünya cenneti okullarını yıkmanın, o minik ruhlarda nasıl yaralar açabileceğini düşündünüz, ya da bir çocuk psikolojisi uzmanına sordunuz mu?.
***
Sevgili Okurlar,
Ercan Arıklı çağırdı beni o okula ilk.. Dağ başında bulana kadar canımız çıktı. Bulunca cennete gelmiş gibi olduk. Nasıl şirin, nasıl sıcak, nasıl rengarenk, nasıl çocuk ruhuna uygun bir tasarım.
Üç defa gittim o okula, ilkokul ve ana okulu öğrencileriyle sohbet için. Öyle çekti beni..
İlkokul öğrencileri arasında kısa metraj film yarışması yaptılar. Öyle ileri, öyle çağdaş, öyle yapıcı bir eğitim sistemi var.. Jüri olarak gittim, şaştım kaldım, miniklerin yaptığı filmlere.. Tiyatro salonlarında ne oyunlar izledim..
İstanbul ve Eyüp Belediyeleri, bu ülkenin en ileri eğitim yapan yuvalarından birini yıktılar..
Bu dünyada onlara bir şey olmaz.. Hatta alkışlayanlar bile çıkar, ağalarından, efendilerinden, çağdaş bir okulu yerle bir ettikleri için..
Ama öbür dünyada, ilimi Çin'de de olsa arayanlar, bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olanlar, yakalarına öyle yapışacaklardır ki,
bin Ramazan oruç tutsalar, günahlarının kefaretini ödeyemezler..