Yani başlığa bakıp öfkelenmenin de ötesinde kahkahalar içinde güldüğünüzü düşünüyorum.. Hele benim yaşlarımdaysanız.. Hele benim gibi askeri müdahale günlerini yaşamışsanız..
27 Mayıs sabahı radyodan gelen anonslara şaşıran kişi nerdeyse yoktu.. Çünkü bekleniyordu..
Ortam öylesine hazırdı..
12 Eylül günü durum daha da öteydi.. Ortam feciydi. Ülke hatta polisine kadar bölünmüş, Pol-Bir Ülkücülerin, Pol-Der Devrimcilerin polisi olmuştu. Gece güneş batınca kapı açmaya korkar olmuştuk. Her gün devrimci ve ülkücü olduklarını iddia eden gençler birbirlerini öldürüyorlardı.
12 Eylül öğleye kadar çalan telefonlarımın öbür tarafında hep CHP'li milletvekilleri, hatta bakanlık yapan dostlarım vardı. "Kurtulduk Hıncal.. Ölümden, ölüm korkusundan kurtulduk" diyorlardı.. Çözümün ufukta asla görünmediği, gençler ölürken, siyasetçilerin hâlâ "Sen ben" kavgası yaptıkları, Cumhurbaşkanı bile seçemedikleri bir ortamda yaşıyorduk.
Peki, bugün ülkemizde böyle bir ortam var mı?.
Doğrudur.. Bir takım ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz.. Bir yandan küresel kriz, bir yandan doğuda devam eden savaşın götürdüğü milyarlar sıkıntının başlıca sebebi..
Ama bunlar müdahale sebebi olabilir mi?.
Peki nerden çıkıyor, bu "Darbe" lafları?..
Bu sorunun yanıtı çok ama çok basit..
Kristof Kolomb'un yumurtası kadar basit.. Tepesini vurup kırarsanız, yumurta dik durur.. O kadar..
Şimdi bakın.. Bu ülkede iktidardan şikayetçi olanlar var mı?.. Var!.. Hangi ülkede yok ki!..
İktidardan şikayetçi olanların umudu nedir?.. Sandık!..
Seçimde sandığa giderler. Oylarını atarlar ve iktidarı değiştireceklerini ümit ederler..
Demokrasi bu değil mi?.
Şimdi can alıcı soru..
Bu ülkede, iktidardan memnun olmayanlara iktidar olma umudu veren parti var mı?..
"CHP'nin, MHP'nin ve de ötekilerinin bu sandıktan 'İktidar' olarak çıkacağını ümit edenler elini kaldırsın" desem, Deniz Baykal ile Devlet Bahçeli bile kaldırabilirler mi acaba?.
Yani!..
Ülkenin sıkıntısı iktidar değil, muhalefet.. Daha doğrusu iktidar adayı bir muhalefetin olmayışı..
O zaman ne olacak?..
AKP sandıkta devrilemezse, bu iktidar nasıl değişecek?.
Geriye kaç seçenek kalıyor sizce?..
Bugün bu ülkede bazı kafalar Ordu'yu iktidar alternatifi olamayan muhalefetin yerine koyuyorlar. Mesele bu.. Bu kafaların içinde siviller var.. Askerler de olabilir.. Sadece düşünenler var. Düşünceyi öteye götürüp "Hadi bir araya gelelim, bir şeyler yapalım" diyenler de olabilir. Ergenekon olduğu iddia edilen dava bu sebeple açıldı.. Yargının sonunu bekleyeceğiz. İnanarak, güvenerek. Yargıya inanç bitti mi, o dediğim ortama çok hızlı koşmaya başlarız çünkü..
Özet..
Ortada askeri müdahale için görünen hiçbir sebep yokken, darbe sözcüğünün dillerden düşmeme sebebi, iktidardan umudu kesenlerin tek umut olarak orduyu görmelerinden. Ortada alternatif bir muhalefet, bir umut partisi yok..
Mustafa Sarıgül, Balçiçek Pamir'le Haber Türk'te konuşurken tam bunları anlattı işte..
Şimdi bakın..
Sarıgül bir başka muhalefet partisi kurmuyor.. İktidar Partisi kuruyor..
Başarılı olur mu?.
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanıyken, bugünleri söyleseydi birisi.. "Bugüne dek yüzde 15'ten fazla oy alamayan Necmettin Erbakan'ı devirip yeni bir parti kuracak. Yüzde 47 ile tek başına iktidara gelecek" deseydi kaç kişi inanırdı?.
Türkiye "Karizmatik Liderler" ülkesi..
Turgut Özal ve ANAP'ı düşünün.. O müthiş parti Özal'dan sonra nerde?..
"Karaoğlan" efsanesi çökünce, Ecevit'in partisi ne oldu?.
Sarıgül'de lider vasıfları var. Tek başına partisini defalarca katlayan oylar alıyor seçimlerde.. Halka gidiyor ve o halkı arkasından götürmeyi biliyor.. Yapılan anketler Sarıgül'ün yolunun açık olduğunu gösteriyor.
Başarır mı?..
Bana göre "Evet!.."
Bakın "İktidara gelir" demiyorum.. Orası önemli değil.. Önemli olan "İktidar alternatifi" olduğu inancını vermesi..
Böyle bir parti kurulduğu gün, demokrasi üzerine düşen gölge kalkacak!..
Sarıgül, bir "İktidar Partisi" kurmak için yola çıktı.. Muhalefet değil..
Başarırsa, kazanan Türkiye, Türk demokrasisi olacaktır!.