Çarşamba öğleyin İstanbul Valisi Muammer Güler, yeni Osmaniye Valisi, ama hâlâ İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'la Beylerbeyi'ndeki Sabancı Polis Evi'nde birlikte çok keyifli bir yemek yedik.. Size yarın yazacağım. Bugün basketbol köşemi kapladı..
Yemekte söz basketbola da geldi. Bazı Fener yöneticilerinin ve medyanın Fener seyircisini nasıl patlamaya hazır bomba haline getirdiğini anlattım ve aynen şöyle dedim..
"Bu gece Efes kazanırsa, seri biter, Efes Şampiyon olur, o zaman da Fener seyircisi sahaya iner.."
Cerrah "Farkındayız" dedi.. "Gereken bütün önlemleri aldık, kimse endişe etmesin.."
O gece ekranda hiçbir önlem alınmadığını gördük. Fener seyircisi meydanı boş buldu ve sahaya inip Efesli oyuncuları dövmek, soyunma odasına kadar kovalamak dahil her şeyi yaptı. Efes İkinci Başkanı Çetin Çeki, soyunma odasını basanlar arasında Fenerbahçe kulübünün maaşlı güvenlikçilerinin de olduğunu, polisin hiçbir önlem almadığını söyledi ve "Tüm, ama tüm görevlileri" çok açık ve yenilir yutulur olmayan sözlerle suçladı.
Polisin, sahaya inip Kaya'ya saldıran kırmızı tişörtlü kabadayıyı engellemek için fırlayan Efes Koçu Ergin Ataman'ı "Polise mukavemetten" karakola götürmesinin güçlükle önlendiği, buna karşılık sahada yakaladığı kırmızı tişörtlüyü, kulise girer girmez serbest bıraktığı ve bu adamın Efes soyunma odasını basanların başına geçtiği söylendi.
Cerrah "Tüm önlemleri aldık. Merak etme" derken samimiydi. İnanıyorum. Ama o gece salonda görevlendirdiği polis şefinin nasıl bir fiyasko olduğunu bütün Türkiye yarım saat boyunca televizyon ekranlarında izledi.. Cerrah'ın görevi devretmeden, bunun hesabını soracağını düşünüyorum!..
Polisi bu duruma düşürmeye kimsenin hakkı yok!..