GEÇEN hafta içinde bir davet aldım..Arka Sıradakiler, Pazar akşamının birincisi olmuş, tüm ekip, birlikte kutlayacaklarmış.. "Bu başarıda sizin ve yazılarınızın payı büyük, aramızda olun" dediler. Pazar, ortalığı kasıp kavuran Acun'un en güçlü gecesi.. Etraf futbol yayını dolu. Onları geçip birinci olmak.. Açık her dört televizyondan biri onları izlemiş..
İçim gitti katılmak için. Ama seçtikleri gece Perşembe ve o gece Galatasaray'ın Hamburg maçı var.. Mümkün değil..
Telefon açıp kutlayabildim ancak..
Fox TV'nin gazetesi yok. Bu yüzden duyurma gücü pek yok.. Gazeteler genelde kendi TV'lerini ön plana çıkarıyorlar.
Hastalanmasam evde kalmayacağım, evde kalmasam haberim olmayacak ve yazmayacağım.. Oysa bir yazı bile ne kadar etkili, görüyorsunuz.
Magazinci dostlarım kendi ekranlarını yazsın, itirazım yok, ama ötekileri yok saymasınlar. Bu gençler müthiş magazin malzemesi..
İşte ben, sete gittim. İzledim, yazdım.. Ardından da çok şirin bir e-mail aldım..
Hani geçirdiği travma yüzünden konuşmayan bir kız var okulda Selin.. Ondan..
"Hıncal Ağabey, yıllar önce Mustafa Denizli Galatasaray'ın hocası iken, bir akşam onun bir futbolcusunun evine gelmişsiniz, daha sonra babam anlattı. Yeni doğan bebeğini kutlamak için.. O bebek benim işte.. İlkin Tüfekçi.."
İlyas Tüfekçi'nin kızı..
Zaman nasıl geçiyor?..