10 liralık bir mutluluk simgesiydi, biz çocukken.. Bandırma'da.. "Baba 10 liralık alsana" derdik ağbimle..
Ve akşam babam elinde 10 liralıkla gelince bir bayram havasında yenirdi yemek.. Sonra babam elindeki paketi açar, 10 liralığı çıkarırdı..
Kocaman bir çikolataydı 10 liralık.. Yan yana yapışmış 10 çikolata dilimiydi aslında.. Bir santim falan eninde, 56 santim boyunda dilimler.. Birer tane koparır bize verirdi yemekten sonra..
Savaş sonrasının yokluk yıllarında böyle bir çikolataya sahip olmak bir çocuk için ne demektir, şimdi anlatmak zor..
Ağbim anında yutardı kendisininkini.. Ben yarısını yer, yarısını saklardım, ertesi gün ağbime nispet yaparak yemek için.. Ama ertesi gün sakladığım yerde bulamazdım çoğu zaman.. Çok sonraları öğrendim ki, ağabeyim beni gözetler, sakladığım yeri öğrenir, onu da yutarmış..
Çikolatanın içindeki fenil etil amin maddesinin beynin salgıladığı mutluluk hormonu olduğunu nerdeyse 40 yıl sonra öğrendim, ama öğrenmeden de biliyordum ki, babamın getirdiği çikolata mutluluktur..
Hele de 10 liralık.. Büyük para ha.. Haftalığımızın 25 kuruş olduğu dönemde, babamın yemekten sonra bize verdiği dilimin fiyatı bir lira.. Anlayın mutluluğumuzun ölçüsünü..
Yıllar sonra Ankara'ya geldik. Gazeteci olduk.. İstanbul'a gelmeye başladık hafta sonları maçlara.. O zaman gündüz oynanır.. Maç öncesi ve sonrası Beyoğlu'na çıkardık.. İstiklal Caddesine.. İlk gidişimde gözüme çarpan ilk şey bizim 10 liralıklar oldu.. Hemen her büfede kocaman kocaman cam kavanozlar, sepetler.. İçleri bizim 10 liralık dilimleriyle dolu.. Koca kalıpları tek tek bölmüşler, birer birer satıyorlar gelene geçene.. O tepeleme duruş da öyle tahrik edici ki almadan geçemiyorsunuz.. Fiyat gene 1 lira.. Ama paranın değeri düştüğü için iyice ucuzlamış sayılır. Çikolata artık ithal değil, bizde de yapılıyor..
Her Beyoğlu çıkışımda mutlak bir dilim alırdım, biraz da çocukluğumu anarak..
10 liralık dilimleri Beyoğlu'nun simgesiydi adeta..
Hafta sonu bir davetiye geldi bana Sortie'den.. Sevgili dostum Erol Kaynar yollamış.. Bir sunum davetiyesi..
Bu yaz, Beyoğlu'nu Sortie'ye taşıyacakmış Erol.. Onu anlatacak..
"Yahu Beyoğlu'nda Beyoğlu kaldı mı" derken içimden, davetiye zarfının içindeki paket dikkatimi çekti.. Açtım..
Kocaman bir 10 liralık!..
Beyoğlu'nun 40 yıllık simgesi.. Benim çocukluğum ve gençliğim!..