BU defa Aysun'u (Kayacı) ben aradım.. "Nedir bu güvenlik konusu" diye.. Ankara'da üzerini aratmamış, aramak isteyenlere hakaret etmiş, falan filan diye saldırılara hedef oldu ya.. Benzeri olayı ben de Kanyon'da yaşamıştım.. Merak ettim..
"Yazılanların tam tersi" dedi.. "Ben aramalardan kaçmam.. Gülerek, koşarak giderim, ellerimi havaya kaldırıp. Çünkü o arama bizim güvenliğimiz için en başta.. Beni itina ile uzun uzun aradılar.
Teşekkür edip geçtim. Sonra bir baktım, benden sonrakilere bakmıyorlar bile.. 'Geç' deyip yolluyorlar. O zaman dönüp sordum, 'Onları niye aramıyorsunuz' diye.. Olay bu!.."
Güldüm.. "Valla Aysun, o kapıda ben de görevli olsam, seni daha uzun tutardım" dedim.. Benimki şaka, onlarınki gerçek. Ne yazık ki, kadın, hele güzel ve ünlü kadın oldun mu, bazı trafikçiler dahil, güvenlikçilerden özel (!) muamele görüyorsun.
O tamam da, meslektaşlarımıza ne oluyor?.
Sırf güzel diye Aysun'a saldırmak ne oluyor?.. Yahu kız bir telefon mesafesinde.. Bir de ona sorma zahmeti niye yok?.
Bu nasıl gazetecilik?..