ISSIZ Adam filmini anlattığım yazı bilgisayar azizliğine uğramış Pazar günü.. Yazı benim bitirdiğim yerde bitmemiş.. Nerden geldiğini bilemediğim 15-20 satır eklenmiş sonuna.. Allah'tan konuyu dağıtmıyor, kafayı karıştırmıyor..
Benim yazımın başına gelen Çağan'ın filmine de mi oldu acaba?. Olması gereken sahneler kesilip, olmaması gerekenler mi eklendi?.
Adı "Adam" olan film, niye adam filmi olmaktan çıkıp, terk edilmiş kent kızlarını ağlatarak gişe yapmaya çalışan bir kadın filmine dönüştü?.
Öyküye bakarsanız, Issız Adam aşk filmi olmaz ama çok güçlü, hatta enfes bir "Adam" filmi olabilirdi.
Alper'i izlerken aklıma Gündüz Güzeli geldi.. 1967 yapımı o dünyaca ünlü, Luis Bunuel filmi.. Belle de Jour!.. "Eroticanın Baş Yapıtı" sloganıyla sinema tarihine geçen muhteşem şiir..
Orada, Catherine Deneuve, Alper'in adeta dişisi Severin'i oynuyordu. Fevkalade mutlu bir aile kadınıydı Severine.. Doktor kocasına da sırılsıklam âşık.. Ama tatmin edilmeyen cinselliği onu ikili bir hayata sürüklemişti. Severine Paris'in en ünlü Madamının evinde müşterilerin en sapık cinsel fantezilerine hizmet eden bir fahişe olarak içindeki güdüleri bastırma yollarını seçmişti. Bir aile kadını olarak geceleri Madamın evine gitmesi söz konusu değil. Gündüzleri iki saat uğruyor.. Bu yüzden genelevdeki adı da Gündüz Güzeli..
Luis Bunuel, Severin'in niye öyle olduğunu da anlatır filminde.. 8 yaşında uğradığı tecavüz cinselliğinin çok erken uyanmasına sebep olunca..
Ve de filmi "Erotica Baş Yapıtı" yapan genelev sahnelerini, Deneuve'in enfes oyunculuğuyla hem de nasıl şiirsel çekmişti Bunuel!..
Çağan'ın filminde Adam ikinci planda.. Niye âşık olamıyor?.. Niye azgın cinsel saplantılar ve fanteziler peşinde?.. Niye paralı, ruhsuz boşalmaları yatakta duygusal bir sevişmeye tercih ediyor?. Niye sevdiği vücutla değil, fahişelerle tatmin oluyor, bilmiyorsunuz. Çünkü Çağan anlatmıyor.. Tanıtmıyor adamı..
İkincisi.. Erotik sahnelerden korkmuş, çekinmiş.. Koymamış filme.. Koyduklarında da başarılı değil. Gördüğüm en acemi sevişme sahneleri..
Oyunculuk mu?.
Çok naif.. Yani çocuksu.. Her iki baş oyuncuyu da fena halde yadırgadım uzun zaman.. Sona doğru alışır gibi oldum, hiç değilse.. Ama ikisi de bana yeni filmlerine gitme, bir daha görme arzusu vermedi, açık söyleyeyim.
Cemal Hünal belli bir tipe oturabilir. Melis Birkan hoş bir gülümseme olarak kaldı aklımda, hepsi o.. Oyunculuk Yıldız Kültür'de vardı, fevkalade, hem de..
Filmin en başarılı yanı müziği.. Onun hakkını da millet verdi zaten..