Kadına şiddet!.. Günümüzün en önemli sorunlarından biri.. Ve de en çözümsüz olanı.. Çünkü güçlünün güçsüzü ezmesinin önüne geçmek mümkün olmadı, çağlar boyu..
Çünkü kadına şiddette, kadınlar, hele de elinde güç olan kadınlar, erkeklerin önünde gidiyorlar..
Şiddet sadece fizikle olmaz. Sadece döverek ezemezsiniz kadını.. Bazen sözle öyle bitirirsiniz ki, dayaktan beterdir..
Hani bıçak yarası, dil yarası..
Ece Erken'den söz ediyorum..
Gazetecilerin, özellikle kadın gazetecilerin boy hedefi olan Ece Erken'den..
O kadar yazıldı, çizildi, ekranlara o kadar yansıdı ki, artık biliyorsunuzdur, ama özetleyeyim..
Ece Erken, uçakta kocasından dayak yemiş. Gazeteciler öğrenmiş yazmışlar.. Ece yalanlamış.. Aradan bir sene geçmiş, Ece boşanmak için dava açmış. Gerekçeleri arasında uçakta yediği dayak da var..
İşte burnundan yakalanmış Ece.. "Sen bizim gerçek haberimizi yalanlar, sonra iş boşanmaya, kocandan tazminat almaya gelince, dava dilekçene yazarsın ha.. Al sana.. Al sana.."
Vur abalıya.. Ece'yi dövüyorlar..
Bu nasıl bir insafsızlık, bu nasıl bir acımasızlık, bu nasıl bir düşüncesizliktir.
Ece uçakta dayağı yedi.. Tamam.. Doğru.. Gerçek.. Siz hep gerçekleri yazarsınız zaten. Hiç palavra magazin haberi çıktı mı bu ülkede bugüne dek..
Peki ama, hadi benim gibi erkekleri geçtim.. Siz kadın gazeteciler, Ece'nin niçin yalanladığını düşündünüz mü gerçeği, bir an kendinizi onun yerine koyup..
Mesela cüsse olarak kendisinin yarısı kadar olan karısını, hem de uçakta yüzlerce insanın arasında dövmekten utanmayan bir erkeğin "Bu haberi yalanlamazsan.." diye başlayan nasıl tehditler yağdırabileceğini, ya da yalanlama gelene dek, Ece'ye kim bilir kaç posta neler yapmış olabileceği hiç aklınıza geldi mi?..
Diyelim o erkeği tanıyorsunuz.. "Yapmaz.. Uçakta karısını döver ama, evde bir şey yapmaz.. Uçak olayı bir kaza.. O mükemmel bir adam.."
Eee!.. Ece bu mükemmel adamı severek, deliler gibi severek seçmedi mi, peşine düşen, talip olan yüzlerce kişi arasından..
Yuvasını kurtarmak, üzerlerine düşen gölgeyi kaldırmak, kara bulutları yok etmek için bu masum yalana baş vuramaz mı?.. Üzerine üzerine gelen ve "Seni uçakta döven adamla nasıl yaşıyorsun" baskılarından kurtulmak için?..
Yani Sevgili Kadın Gazeteci dostlarım..
Ece, o haberi yalanlamak zorunda kalmış olamaz mı, çok geçerli sebeplerle?..
Tekrar ediyorum. Ben erkeğim, damdan düşmedim, halden bilmem.. Ama kadının halini, kadın bilmeli değil mi?..
Ece, evlendiğinde bu ülkenin en popüler, en istenen, en aranan, en çok para kazanan televizyoncularından biriydi. Televizyon budur. İnsanı bir haftada meşhur eder, gittiniz mi de 15 günde unutturur.
Kocası ekranı bırakmayı şart koşmuştu. Ece işini değil, aşkını seçti. Şimdi televizyona sıfırdan başlar, başlayabilirse o da.. Peki kaybettiklerini kim tazmin edecek?..
Ben mi?.. Yoksa bırakmaya zorlayan mı?.. Düşünün bakalım, kadın yazarlar!..
"İnsan insanın kurdudur" demiş filozof..
Kadın, kadının daha fazla kurdu, inanın!..