Fıkra Erkut Duran'dan. Tanrı Adem'le Havva'yı yaratalı birkaç saat olmuştu ve ikisi üzerindeki son rötuşları yapıyordu. Elinde sadece monte edilecek 2 parça daha kalmıştı. Bunları hangisine takacağı konusunda kararsızdı. Sonunda onlara sormaya karar verdi. "Elimde 2 parça daha var" dedi. "Bunları da sizlere monte edeceğim. Bunlardan biri ayakta işemeye imkân veriyor.
Bunu hanginiz ister?" Adem büyük bir coşkuyla atıldı: "Ben, ben!! Bana ver onu. Çok eğlenceli olacak. Onunla ayakta işeyebileceğim. Ne olur bana ver onu." Adem'in ısrarları ve çocuklar gibi zıplayıp durmasına fazla dayanamayan Tanrı, Havva'yı da bu konuda çok heyecanlı göremeyince, o parçayı Adem'e monte etti.
Adem sevinçten çılgına dönmüştü. Hemen etrafta koşturup her yere işaretini bırakmaya başladı. Bir kayayı ıslattı.
Sonra kuma adını yazdı. Sonra da ilerideki bir taşı vurmaya çalıştı yeni oyuncağıyla. Nihayet sakinleştiğinde Tanrı diğer parçayı monte etmek için Havva'nın yanına gitti. Havva sordu: " Bana takacağın parçanın adı ne?" "Beyin" dedi, Tanrı..