Timur'u çağırmış Aysel hastaneye.. "Gel kendimi yazdım, şarkının sözlerine, en iyi sen bestelersin" diye..
"Ben bronşit, zatürree falan sanıyordum. Hastaneye gidince ailesi ve doktorlardan durumu öğrendim" diye anlattı Yaşamdan Dakikalar'da, Timur Selçuk .. Bu sabah atv'de izleyebilirsiniz..
Sözleri şöyle bir okumuş, sonra Aysel'e "Bu sözler Timur Selçuk değil, Münir Baba üslubu ile bestelenmeli" demiş..
"Ben de öyle düşünüyordum ama sana teklif edemedim" demiş Aysel..
Timur almış gitmiş sözleri.. Aysel'in vasiyeti ona sanki.. Oturmuş piyanonun başına..
Çıkanı ilk defa bize, dolayısıyla size söyledi, Yaşamdan Dakikalar'da..
Gerçekten Münir Nurettin üslubu.. Çok güzel, çok kulakta kalıcı bir şarkı olmuş. Daha ikinci kuplede baktım, Nebil'le birlikte Timur'a eşlik ediyoruz..
Aysel yüzündeki çizgileri yazmış.. Yüzündeki çizgilere bakıp "Yaşlandı" diyenlere, o çizgilerin ne demek olduğunu anlatmış.. Müthiş bir felsefe var sözlerinde.. Satır satır ezberlemek gerek.. Keşke bizim çizgilerimizin de her biri öyle olsaydı.. "Yüzümdeki Çizgiler"i kesip saklayın bana sorarsanız. Aynada her yeni çizgi gördüğünüzde okumak için..
"Yüzümdeki çizgilerin her birisi bir şiir
Şimdi söyleyin bana, bana yaşlı mı denir
Sevdaları, özlemleri tenime yazmışım ben
Okudukça derinleşir, anladıkça silinir
Şimdi söyleyin bana, bana yaşlı mı denir.
Her çizgi bir aşkın tesellisiymiş gibi
Her çizgi sevdanın garip cilvesi
Her çizgi hasretin hançer darbesi
Şimdi söyleyin bana, bana yaşlı mı denir
Hepsinde bir hikâyem var, çaresiz elvedalar
Bu yaz, bu kış, bu bahar, bunlar bütün acılar
Bu güz, bu kış, bu bahar, acı tatlı anılar
Konuşurlar hatıralar, birbiriyle dertleşir
Şimdi söyleyin bana, bana yaşlı mı denir."
Aysel harika yaşadı. Harika anılarla gitti. Allah herkese öyle uzun, öyle dolu ömür nasip etsin.. Etsin de..
Timur mutsuz.. Timur öfkeli..
Ve haklı.. Hiç abartmıyor.. "Ben Fransa'da olsam, bu yayına özel helikopterimle gelirdim. Oysa 70 metrekarelik, bodrum katındaki kira evinden taksiyle gelebildim ancak" derken..
O 40 yıldır söylenen, o kaç kuşağa ezber olan şarkıların altında imzan olacak, hâlâ Ayrılanlar İçin, hâlâ İspanyol Meyhanesi her gece her yerde söylenecek.. Dahası o koskoca Münir Nurettin'in geride bıraktığı tüm eserlerinin hakkı senin üzerinde kayıtlı olacak ve sen sürüneceksin..
Neden?..
Çünkü bu ülkede telif hakkı diye bir şey, sadece kâğıt üzerinde var. Güya dernekler kurulmuş.. Topladıklarından Timur'a yolladıkları paralar komik.. 15 lira.. 27 lira.. Dilenciye sadaka gibi..
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk "Üç dernek eşkıyalık düzeni kurmuş, müzik eserleri nedeniyle ciddi boyutlarda telif alıyor ancak bu telifleri sanatçılara vermiyorlar" diyor.
Korkunç bir itham bu. Söyleyen de atv, Star, Kral Tv gibi önemli kanalların sahipliğini yüklenen TMSF'nin Başkanı..
Yani kimlere ne paralar verildiğini en iyi bilen adam.. Veren o çünkü.
Alan Timur'un elindeki de sadaka.. Peki.. Tv kanallarından binlerle çıkıp sanatçının cebine beş on lira diye giriyorsa, aradaki para ne oluyor gerçekten?.
Bu sorunun yanıtını kim verecek bu ülkede, söyler misiniz?.
Sanatçının sahibi var mı?.