SEVGİLİ Ayşe,
Gazeteciliğe resmen ilk başladığın yer Şamdan Dergisi.. Yani magazinciydin.. Yani bu ülkede köşe yazarları içinde magazincileri en iyi bilen, en yakından tanıyan sen olmalısın..
Özellikle de magazin foto muhabirleri..
O fotoğraf başka gazetede çıkarsa, kendileri çekememişlerse üç otuz kuruşluk maaşlarından olacaklarını çok iyi bilen meslekdaşlarının çilesini en iyi bilensin yani..
O üç otuz kuruşluk ekmek parası için katlandıklarını da biliyorsun değil mi?.
O resimlerin çekilebileceği mekânların çoğuna alınmadıkları için, o soğuk kış gecelerinde, kapı önlerinde, karın, yağmurun altında nasıl bekleştiklerini bilirsin değil mi?.
"İstemem yan cebime koy" düşünceleri içindeki o resimleri çekilenlerin özellikle de yanlarındakilere hava atmak için, o zavallı insanları nasıl itip kaktıkları, nasıl hakaret ettiklerini de bilirsin şüphesiz..
Son günlerde böyle olayların tam da içinde senin resimlerini görmeye başladım.
Senin yanındaki insan, seninle resmini çeken meslekdaşlarına olmadık hakaretler ediyor..
Peki sen ne yapıyorsun Ayşe?..
Çok merak ediyorum ne yapıyorsun?.
Meslekdaşlarının gönlünü aldığını duymadım.. Yanındakini uyardığını da tahmin etmiyorum Ayşe.. Çünkü eylemlerine sen yokmuşsun, ya da aldırmazmışsın gibi pervasız devam ediyor, her gece, her gittiğiniz yerde..
Meslekdaşların senin yüzünden aşağılanıyor "Sessiz" Ayşe, farkında mısın?.
O insan, insanlar hayatına girer çıkar Ayşe.. Ama sen bu mesleğin içinde hep kalacaksın.. Sakın aklından çıkarma!..
Sakın!.. Gözlerinden öperim.