BASKETBOL Milli Takımı rezaletinin baş sorumlusu, Turgay Demirel güdümlüsü basındır. Bir besleme basın gibi davrandılar. Her yapılanda hikmet aradılar. Durmadan övdüler ve bugüne gelindi.
Defalarca, ama defalarca "Bana okunacak, anlam çıkarılacak bir basketbol yazısı gösterin" dedim.. Gösteremediler. Çünkü yazmadılar. Yazmak işlerine gelmedi.
Bir Ünal (Özüak) vardı, federasyona göbeğinden bağlı olmayan. Çok önemli eleştiriler yapabilirdi. Yapamadı. Çünkü o da tersine, bir öfke ve nefret dalgasına kaptırdı kendini. Hedefi Türk basketboluna yararlı olmak değil, Turgay Demirel'i yıkmaktı sanki. Bu öfke ve nefret fanatizmi içinde Turgay'la ilişkili her şeye ve herkese saldırınca, yaptığı eleştirilerin değeri düştü. "Onun niyeti belli" dedi, en aklı başında okur bile..
Şimdi sen takımın başında Aydın Örs varken "Bu Aydın'la olmaz" diye tutturur ve isim vererek "Tanyeviç gelmeli" diye kampanya yaparsan, Tanyeviç geldiğinde "Tanyeviç'le olmaz. Aydın dönmeli" dediğin zaman, bu dönüşün sebebini, gerekirse eski sözlerinden dolayı özür dileyerek anlatmalı ve çelişkini okurlarına izah etmelisin. Yaptı mı Ünal?.. Hayır!..
O zaman "Mesele Aydın, Tanyeviç değil. Turgay kimi getirdiyse kötüdür. Çünkü Turgay kötüdür!."
Eğer sen defalarca, ama defalarca "Kerem Tunçeri oyun kurucu değil, kurmayıcı. Oyunu geciktiriyor. Onu oynatmayın. Topu Hido getirsin" demiş ve yazmışken şimdi "Kerem niye çağrılmadı?. Keremsiz olmaz" diye kıyamet koparıyorsan, gene okuruna bir özür, açıklama bir izah ve ikna borçlusun demektir. Hayır gene yok..
Turgay ve onun getirdiği Tanyeviç ne yaptıysa, ama ne yaptıysa kötü.. Gençlere eğilmek, onlara fırsat vermek dahil.. Olur mu?. Sana inanırlar mı artık?.
Son yazısında "Uyarılarım dinlenseydi, madalya alırdık" diyor. Haklı. Biz şampiyonanın en iyi üç takımından biriydik. Birinci bile olurduk, takımı Ünal yönetse.. İnanıyorum.
Ama ne yazık ki Ünal, Turgay Demirel öfke ve nefretine tüm yazılarını kurban edince söylediklerine aldıran olmadı.
Ünal, Ünal'a yazık etti!..