Köksal Toptan, 10 üzerinden 10'luk bir seçim..
"Bu seçim zaferi tümüyle Recep Tayyip Erdoğan'a aittir. Zafer, Erdoğan'ın AKP içindeki elini güçlendirmiştir. Artık parti içi çeşitli guruplara ödün vermesine gerek yok. Bundan sonraki davranışları, gerçek Erdoğan kimliğini ortaya koyacak" demiştik, seçimden sonra..
Daha başlangıçta iki önemli sınava girecekti, Erdoğan.. Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı seçimleri..
Erdoğan, fanatik ve AKP'ye oy verenlerin büyük bir çoğunluğu tarafından bile sempati beslenmeyen Bülent Arınç'ı kenarda bıraktı ve yerine, olabileceklerin en iyisini getirdi.
Köksal Toptan!..
Daha Adalet Partisi içindeyken ılımlı, uzlaşmacı, hoşgörülü tanınan, her kesim tarafından sevilen ve sayılan Köksal Toptan tercihi, Erdoğan'ın kendisini bekleyen zorlu dönemde, Meclis içi ve dışı tüm güç odakları ile uzlaşmacı ve iyi geçinme niyetinin ilk işareti oldu.
Şimdi sıra ikinci seçiminde..
Cumhurbaşkanı?..
Erdoğan daha 22 Temmuz gecesi "Gül" der ve işi bitirebilirdi. Bitirmedi.. Bu aslında çok açık mesajdı, Abdullah Gül'e..
Gül mesajı almadı. Almak istemedi.. Ama o da resmen "Adayım" diyemedi. Çekişme perde arkasında yürürken, medya devreye girdi. Dinci medyadan söz etmiyorum. Güya liberal, güya demokrat, aslında AKP'den fazla AKP'ci sözüm ona tarafsız medyanın silahşörleri ortaya atıldılar..
Büyük çoğunluk, "Uzlaşacağım" diyen Erdoğan'ı köşeye sıkıştırma, açmaza alma pahasına "Gül" diye dayattılar..
Açmaz satrancın en vurucu taktiğidir.. Öyle bir pozisyonda "Şah" dersiniz ki, ayni anda çok kıymetli taşı da tehdit ederek, rakip Şah'ı korurken, mesela veziri verir ve oyunu kaybeder..
Şimdi, güya demokrat ve liberal medyanın çoğunluğu Erdoğan'ı açmaza itiyor ve "Gül" demeye zorluyor.. Zorluyor ki, gelecek günlerde Erdoğan'ın başı gereksiz dertlere girsin, sorunlara boğulsun, yıpransın ve ülkenin de partinin de başından gitsin, meydan Gül'e, AKP'deki son Milli Görüşçü lidere kalsın..
Daha ilk günden beri, sergilenen tüm dostluk şovlarına rağmen, Erdoğan ile Gül arasında nasıl bir gizli savaş olduğunu bilmeyen yok..
Bu savaşta Erdoğan'ın yanında yer alan tek kalem Ertuğrul Özkök!..
Erdoğan'ı yıpratmayacak tek çözüm, Gül'ün kendiliğinden çekilmesi.. Hemen tüm ötekiler "Dayat.. Uzlaşma.. Boyun eğme" gazı verir, "Cayarsan sana oy verenlere ihanet edersin" tehditleri yaparken, bir tek Özkök, Gül'e adeta yalvarıyor, "Çekil" diye..
Gül çekilmemekte, Erdoğan da onu aday ilan etmemekte direniyor. İkisi de bekleme hamleleri yapıyorlar.. Ama zaman Gül'e çalışıyor.
Tek başına Özkök, Erdoğan'ı rahatlatmaya yetmiyor. Gelecek günler AKP liderinin başını çok ağrıtacağa benziyor. Bu ortamda Gül'ü seçse de, seçmese de yıpranacak.. Aslında fena halde AKP'li ve fena halde Gül'cü kalemşörlerin onu sürüklediği "Açmaz" dan kurtuluşu zor, çünkü.
Güya demokrat, güya liberal medya Erdoğan'ın sonunu hazırlıyor!.